Ankara’ya sonbahar gelince herkesin yaşadığı ama bir türlü anlam veremediği olay başlar. Sabah pencereyi açınca hava ayazdır. Öğlene doğru güneş açar, mont fazla gelir, ceket ise size yük olmaya başlar. İkindiye kalmadan gökyüzü kararır, her yer gri olur ve bazen yağmur yağar.

Ankara’da sonbahar, bir günde 4 mevsim olarak yaşanır. Sabah kışa hazırlanırsınız, öğlen baharı selamlarsınız, ikindi yaz gibi terlersiniz, akşam da kış gelmiş gibi üşürsünüz. Bu yüzden başkentlileri bazen montla, bazen botla, bazen ceketle bazen de güneş gözlüğü ile görürsünüz.

Meteoroloji raporlarına güvenmek Ankara’da biraz lükstür. Asıl hava durumunu taksi şoföründen, dolmuş muavininden ya da Ulus meydanında simit satan amcadan öğrenirsiniz. Onlar bilir, çünkü tecrübe en güvenilir uzmandır.

Böyle havalar bazen zorlayıcı olsa da Ankara’nın karakterini de yansıtır. Sert, sabırsız, ama bir o kadar da sürprizlerle dolu.

Sonbahar Ankara’ya geldiğinde her şeye hazırlık olmak gerekir. Çünkü bu şehirde sabah montla evden çıkıp, öğlen tişörtle gezip, akşam üşümek mümkündür.