Geçtiğimiz yıl Polatlı’da ilk kez düzenlenen Gordion Arkeofilm Festivali’ni hatırlarsınız… Hepimiz heyecanlanmış, “Vay be, artık bizim de uluslararası bir film festivalimiz var” demiştik. Ama itiraf edelim, ilk yıl biraz sönük geçti. Seyirci azdı, tanıtım eksikti, Gordion’un tarihi görkemiyle festivalin enerjisi pek buluşamadı.
Ama işte bu yıl işler değişiyor gibi görünüyor. Çünkü 2. Uluslararası Gordion Arkeofilm Festivali için finalist filmler açıklandı. Listede hem Türkiye’den hem de dünyadan birbirinden ilginç yapımlar var. İran’dan, İtalya’dan, Japonya’dan gelen filmlerle birlikte, Polatlı’dan çıkan gençlerin de eserlerini görme şansı bulacağız. Yani bu kez gerçekten “uluslararası” bir havası var festivalin.
Benim asıl sevindiğim nokta şu: Bu festival sadece sinema değil, Polatlı’nın ve Gordion’un tanıtımı için müthiş bir fırsat. Bugün belki bir Polatlılı çocuğun yolu bu festival sayesinde sinemaya düşecek, belki de dünyanın bir ucundan gelen bir yönetmen burada çektiği görüntülerle Gordion’u ölümsüzleştirecek. Düşünsenize, binlerce yıllık taşların önünde film gösterimi yapılıyor… Bu bile başlı başına büyüleyici bir sahne.
Geçen yılın o sönük havası, belki de bu yılın coşkusuna zemin hazırladı. Çünkü eksikler görüldü, dersler çıkarıldı. Belediye, bakanlıklar ve ajansların desteği daha güçlü hissediliyor. Tanıtımın daha geniş yapıldığı belli. Bence bu yıl festival, Gordion’un adını Türkiye’nin dört bir yanına daha yüksek sesle duyuracak.
Şimdi iş bizde: Polatlılıların bu festivale sahip çıkması lazım. Salonları doldurmazsak, etkinliklere uğramazsak, gelen yönetmenlerle sohbet etmezsek, bu işin ruhu eksik kalır. Gordion bizim; taşları da, hikâyeleri de bizim. Sinema perdesine yansıyan o görüntülere sahip çıkmak da bize yakışır.
Kısacası; bu yıl Gordion’un taşlarına yeniden ışık düşüyor. Gelin, hep beraber o ışığın altında toplanalım. Belki tarihin içinde kayboluruz, belki de kendi hikâyemizi buluruz.