Okulların açılmasına sayılı günler kala veliler okul telaşına düştü. Her yıl eylül ayında olduğu gibi bu senede aynı hareketlilik başladı. Alınacaklar listesi bu senene de bir hayli uzun. Defterinden silgisine, çantasından ayakkabısına kadar çocukların ihtiyaçları uzayıp gidiyor. Henüz okullar açılmadı fakat okul kıyafeti, ayakkabısı çantası derken cepteki para erimeye başladı. Okulların açılmasıyla birlikte ise öğretmenlerin verdiği ihtiyaç listesi velileri daha da zorlayacak.

Bu süreçte velileri zorlayan bir diğer husus ise değişen fiyat etiketleri oluyor. Birçok aile, kırtasiye kırtasiye dolaşıp ürünlerin en uygununu bulmaya çalışıyor ama en ucuzunu bulsanız dahi artık ucuz kelimesi gerçeği yansıtmıyor. Sadece bir çocuğun kırtasiye ve giyim masrafı asgari ücretli bir ailenin maaşının önemli bir kısmına denk geliyor. Hele ki birden fazla çocuğu olan aileler için bu yük ikiye katlanıyor.

Burada mesele yalnızca defterin, kalemin fiyatı değil. Aynı ürünü farklı mağazalarda karşılaştırdığınızda fiyat farklarının dudak uçuklatıyor olması. Marketler zincirinde satılan bir çanta ile kırtasiyedeki çanta arasında uçurum var. İşin bir başka boyutu ise çocuğun istediği ürün ile sizin bütçenize uygun ürünün birbiri ile uyuşmaması. Çocuğun isteğine hayır demek ayrı bir sıkıntıyken, evet demekte ayrı bir yük. Çocuklar için heyecan verici olan bu zaman dilimi veliler için adeta kabusa dönüşüyor. Yaşanan bu sıkıntılı dönem için yerel yönetimlere de çok büyük görevler düşüyor. İlçe belediyeleri bu zamanlarda özellikle ihtiyaç sahibi ailelere desteğini iyice artırmalı ve velilerin üzerindeki bu yükü bir nebze olsun hafifletmeli.