Türkiye’de borç sarmalı her geçen gün artıyor. “Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması”nın 2025 ikinci çeyrek verilerine göre, artık hanelerde her iki kişiden biri borçlu... En büyük yük ise kredi kartı ve banka kredilerinden geliyor.

Ama işin daha vahim tarafı, vatandaşın tasarruf edememesinden kaynaklanıyor. Yetersiz gelir nedeniyle katılımcıların yüzde 67’si “tasarruf yapamıyorum çünkü kazandığım yetmiyor” diyor. Düşük maaşlar, işsizlik, yüksek kiralar ve artan faturalar vatandaşın belini büktü...

Açıklanan veriler sadece cebimizi değil, yaşam tarzımızı da şekillendiriyor. Market alışverişinde artık büyük çoğunluk, yani yüzde 55, yalnızca zorunlu ihtiyaçlarını alıyor. Yüzde 56 ise indirim kampanyalarının başlamasını bekliyor. İnsanların tiyatroya, konsere, sinemaya gitmemesi sadece kültürel hayata değil, toplumsal ruh halimize de ayna tutuyor...

Bir ülkenin ekonomisi vatandaşının mutfakta, markette, fatura öderken ve sosyalleşirken hissettiği rahatlıkla ölçülür. Bugün geldiğimiz noktada milyonlarca insan, geleceğini planlamayı bırakın, ay sonunu getirme derdine düşmüş durumda...