Geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanlığı, obeziteyle mücadele kapsamında yeni bir uygulamayı hayata geçirdi. Projenin amacı güzel... Vatandaşların boy ve kilo ölçümleri yapılacak, risk taşıyanlar ise Sağlıklı Hayat Merkezlerine yönlendirilerek diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog desteğiyle zayıflama imkanı bulacak.
ALAY ETMEKLE BU KEZ HAKLILAR
Ancak her hayati meselede olduğu gibi, bu uygulama da sosyal medyada tiye alındı. Ne yazık ki Türkiye’de ciddi konular bile mizahın konusu oluyor. Ama bu kez haklılık payı da vardı...
Uygulamayı yerinde gözlemleme fırsatı buldum. Gördüklerim, projenin kağıt üzerindeki haliyle sahadaki uygulaması arasında uçurumlar olduğunu gösterdi. İnsanların boy ve kilo ölçümleri neredeyse alelacele yapılıyor. Ne mont çıkartılıyor ne ayakkabı... Hal böyle olunca ölçüm sonuçları da doğal olarak yanıltıcı oluyor. Ayakkabı tabanındaki birkaç santim boya ekleniyor, mont ve kıyafet ağırlığı da tartıda fazladan 1-2 kilo gösteriyor.
NEDEN CİDDİYETLE YAPILMIYOR?
O zaman şu soruları sormak kaçınılmaz hale geliyor: Eğer bu proje bizim sağlığımız içinse, neden ölçümler ciddiyetle yapılmıyor?
Sağlıklı yaşam alışkanlığı kazandırmak, sadece ölçüm yapmakla olmaz. Bu bir süreçtir ve sabır, dikkat ve ciddiyet gerektirir. Bakanlığın iyi niyetli bu adımı, sahada göstermelik bir uygulamaya dönüşürse, kesinlikle doğru bir sonuç alamayacağız.