Ortadoğu yine alev alev… İsrail ve İran arasında ipler koptu, savaş başladı. Üstelik ABD de İran’ı vurarak oyuna resmen dahil oldu. Dünya nefesini tutmuş bekliyor. Herkes aynı soruyu soruyor: Türkiye bu işin neresinde?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'e açık açık "soykırım" diyor, Ankara diplomatik cephede çok net: İsrail’e karşı sert bir tavır var. Ama bu söylem, “Türkiye sahaya da iner mi?” sorusunu da beraberinde getiriyor.
Açık söyleyeyim: Türkiye'nin bu savaşa doğrudan girmesi pek olası değil. Ekonomik tablo ortada, içeride bir yığın mesele varken dışarıda sıcak çatışmaya girmek kolay karar değil. Hem NATO üyesiyiz, hem bölgenin dengelerini bilen bir ülkeyiz. Hele İran gibi bir aktörle karşı karşıya gelmek, sıradan bir jeopolitik hamle değil.
Ama şunu da unutmayalım: Türkiye’nin gönlü Filistin'den yana. Bu yüzden savaşın seyri değişirse, insani yardım koridoru, diplomatik baskı ya da bölgesel arabuluculuk gibi rollerde aktif olabiliriz. Hatta bazı sınır ötesi askeri hamleler de gündeme gelebilir, ama bunlar sınırlı ve dikkatle hesaplanmış adımlar olur.
Kısacası, Türkiye bu savaşa yürekten müdahil ama sahaya doğrudan inme konusunda temkinli. Ve bence bu temkin, şu an en doğru tutum. Ateşin ortasında soğukkanlı kalmak, bazen en büyük cesarettir.