Büyük bir felaket yaşandı ve yarattığı sıkıntıları, yol açtığı yıkımları felaketin ardından çok net bir şekilde gözler önüne gelmeye başladı. Adına 100 yılın felaketi dedik. Binlerle ifade edilen can kaybımız, yıkılan binlerce binamız…Başta kalplerimizi yaralamış sonrasında ekonomimizi, eğitimimizi, bulaşıcı hastalık endişesi ile sağlığımızı tehdit eder hale gelmiş, ülkem büyük bir iç göç ile farklı bir sıkıntı ile de karşı karşıya kalmıştır. Böyle manzara karşısında bulunuyoruz. Bu felaket karşısında elbette ki insanlarımız devlet nerede? diye sormuştur. Enkazın altında kaldık diye feryat etmiştir. Hala daha sıkıntılar devam etmektedir. Sorumlular elbette kademe kademe mevcut ve bilinmektedir. Müteahhit, inşaat sorumlusu mühendis, oturma ve yapı kullanma izni veren resmî kurumlar, kaçak yapı yapmakta hiçbir endişe hissetmeyen tüm vurguncular sık sık imar affı çıkararak bir de üstelik bununla da gururlanan siyasal iktidar…. Yani 100 yılın felaketinin sorumluları bilinmekte. Bir tartışmadır gidiyor, devlet enkaz altında mı kalmıştır… Bence de HAYIR. Emperyalizme milletçe nasıl bir milli duruş sergilemişse bu millet deprem felaketinin ardından gösterdiği milli bir beraberlik ve dayanışma, fedakârlık örnekleri ile de yine başı dik ve onurlu bir millet olmanın haklı gururunu yaşatmıştır bizlere. Devlet enkaz altında kalmamıştır ancak devleti yönetemeyen bir zamanların BOP eş başkanlığı ile övünen, Cumhuriyetimizin bütün kazanımlarını bir bir yok eden halkçı ve kamucu bir politika yerine köşe dönmeci, liyakatsiz bir bürokrasi milli ekonomi yerine serbest piyasacı bir ekonomi adına layık Milli Eğitimi olmayan büyük felaketlerde çaresiz ve çözümsüz kalan bir TÜRK Kızılay’ı Sağlık Bakanlığı ile topyekûn bir beceriksizler iktidarı elbette ki enkaz altında kalmıştır. Şimdilerde yüzyılın felaketinin ardından cılız da olsa seçim tartışmaları da yapılıyor. Seçimler elbette yapılmalı sistemin tıkanıklığının önü elbette ki açıklanacak kamucu ve toplumcu siyasetlerle açılabilmeli partiler Ekonomiden, sağlığa, milli eğitime, tarım ve sanayiine kadar tüm konularda kamucu ve toplumcu siyasetlerini bir bir açıklamalı. Ekonomik sıkıntıların, dış politika sorunlarının, milli eğitimden sağlığa yurt savunmasından milli paramızın korunmasına özelleştirmeden tutunda kamucu politikalara kadar ne kadar sorun varsa bir an önce çıkın halkın karşısına ve anlatın…Büyük afetler, büyük sorunlar cesur politikalarla çözümlenir. Büyük bir dayanışma ve yardım seferberliği örnekleri ile bizleri duygulandıran böyle bir milletin evladı olmak ne büyük bahtiyarlık.  BÜYÜK İNSANLIK SANA TEŞEKKÜRLER.