Ankara’da havaların soğumasıyla birlikte salgın hastalıklar da yeniden gün yüzüne çıkmaya başladı. Kışlık hazırlıkları derken, kış hastalıkları da kendisini göstermeye başladı.

Son günlerde nereye baksanız öksüren, burnunu çeken, yorgunluktan bitap düşmüş insanlarla karşılaşıyorsunuz. Eczanelerde grip ilaçları yok satarken hastanelerin acil servisleri dolup taşıyor.

Maske kullanımının büyük ölçüde bırakılması, kapalı alanlarda uzun süre kalınması ve bireysel hijyen kurallarının ihmal edilmesi de hastalıkların yayılmasına neden oluyor. Üstelik yalnızca griple de bitmiyor. Birçok kişiden Covid-19’un hâlâ devam ettiğini de öğrenmiş oluyoruz.

Bu tabloyu sadece bir "mevsim geçişi" olarak görüp geçmek, sorumluluğu başkalarına atmak büyük bir hata olur. Her birimizin alabileceği basit ama etkili önlemler var. Kapalı alanlarda maske takmak, ellerimizi sık sık yıkamak, hasta olduğumuzda insanlardan ve toplu alanlardan uzak kalmak oldukça kritik.

Bu süreçte herkesin biraz daha dikkatli olması, bu zorlu süreci daha az hasarla atlatmamıza yardımcı olabilir. Kış kapıda, salgınların önüne geçebilmek hâlâ elimizde. Özellikle okula giden çocukları, kronik hastalığı olanları ve bu tür hastalıklarda en büyük risk grubunda olan yaşlılarımızı korumak bizim görevimiz.