Cumhurbaşkanlığı kararıyla 2025 yılı, "Aile Yılı" olarak ilan edildi. Bu karar, toplumsal yapının temel taşı olan aile kurumunun güçlendirilmesi, korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından önemli bir adım olarak görülüyor. Sosyal, kültürel ve ekonomik projelerle desteklenecek bu özel yılda, aile olmanın anlamı, dayanışmanın gücü ve birlik ve beraberlik ruhu pekiştirilecek. Türk örf ve adetlerinde aile
kavramının ne kadar derin bir yere sahip olduğu bilinen bir gerçek. Aile olmak yalnızca aynı çatı altında yaşamak değil, aynı zamanda sevgi, saygı, fedakarlık ve dayanışma içinde bir yaşam sürmek anlamına
geliyor. Bu anlayış, yüzyıllardır Türk toplumunun en güçlü değerlerinden biri olarak varlığını koruyor. Aile kavramı her toplulukta farklılık göstermektedir. Farklı ülkelerde gençler 18 yaşına geldiğinde bireysel hayatlarına adım atarken, Türkiye’de gençler ailelerinin gözünde korunması gereken birer evlat olarak görülüyor. Bu durum da bizim toplumumuzda aile kavramının basit bir örneği.
Aile kavramının en önemli öznesinden biriside kadındır. "Yuvayı dişi kuş yapar" atasözünde olduğu gibi. Kadınlar aileyi yöneten o evi çekip çeviren kişidir. Bir ülkede aile kavramına önem veriliyorsa öncelikle kadına değer verilmelidir. Kadına şiddetinin ve cinayetlerinin olmadığı bir ülke bilinçli, güvenli ve saygılı bir toplumu oluşturur. Kadına yapılan her türlü şiddet, sadece bireysel ya da aile içerisinde bir sorun değil, toplumsal bir yara ve o toplumun geleceğine doğrudan zarar veren bir tehdittir.