Dile kolay 20 yıla yakın süre 130.000 NATO askeri bölgede kalsın. Üstelik bu askeri güç dünyanın en


modern silah ve teçhizatı ile donatılmış olsun.

Sonra da bu iş benim üstesinden gelebileceğim iş değil hadi bana EYVALLAH deyip tasını tarağını toplayıp

ben çekiliyorum desinler.

Hem de ezeli düşmanı Taliban’la anlaşarak terki diyar ediyorlar.

          Lakin geride kalan Büyükelçilik ve benzeri personelinin her türlü lojistik ihtiyaçlarının karşılanacağı

Kabil HAMİD-KARZAİ hava alanı güvenliği için askeri güce de ihtiyaçları ortaya çıkınca gözlerini ANKARA’YA diktiler.

Dün Kabil merkezi hükumeti ile Taliban arasında Ankara arabuluculuk yapsın diyerek bize çok önemli misyon

yüklemişlerdi, bugün çıtayı daha yükseltip hava alanı güvenliğini siz sağlayın biz arkanızdayız diyerek ikinci bi görev vermeye çalışıyorlar.

               Benim anlamadığım Kabil hava alanın güvenliği yok mu?

Demek ki yok! Zaten olsaydı böyle bi askeri güce ihtiyaç da olmaz dı. Elbette.

Şimdi oturun Taliban’la anlaşın diyorlar, iyi de kendi hükumeti ile masaya oturmayan TALİBAN bizimle oturur mu?

          Kaldı ki Taliban bizim gibi Demokratik yönetimleri Allah’ın egemenliğinin gasbı olarak telakki ediyor.

Baksanıza 5 gün önce Taliban sözcüsü;

ZABİHULLAH Mücahit Rus Novosti ajansına verdiği demeç de NATO’NUN çekilmesiyle birlikte topraklarımız da Türk askeri dahil hiçbir

yabancı askere müsamaha göstermeyeceğiz.

Diyerek Ankara’ya kapıları kapatmış oldu.

         İnşallah olmaz ama ya görev üstümüze kalırsa!

Rus’ların ve NATO gücünün yıllarca baş edemediği Taliban’la Mehmetçiğimiz baş başa kalmaz mı?

'