Orman yangınlarını izlerken yanan ağaçları, evleri barkları değil adeta yüreklerimizin yandığını hissediyoruz.


Bi yanda hayatını kaybeden insanlar, küle dönmüş köyler telef olmuş hayvanlar ve varını yoğunu kaybeden biçare insanlar diğer yanda biyolojik çeşitliliği asla geri gelmeyecek toprağı bile siyahlaşmış doğa.


Aynı anda DÖRT ayrı noktada başlayan yangın kazara çıkmış olabilir mi?


Sonrasında Akdeniz kıyılarını saran ateş dalgası nasıl olurda hem egeye hem de Anadolu’ya sıçrar.


Buna tesadüf denebilir mi?


Orman yangınlarından kanımca pis kokular geliyor, derken çıkan  yüzlerce orman yangınlarının provakatif amaçlı olabileceğini ve de buna bağlı olarak da adı konmamış kargaşa ve kaos mu yaratılmak isteniyor acaba! Diye insanın aklından geçmiyor değil.


Çıkan yangınların söndürülmesine gelince Tarım ve Orman bakanlığı resmen sınıfta kalmıştır.


Her yıl beklenen orman yangınlarına karşı gerekli ve de yeterli tedbirleri alması gerekirken söndürme işlerinde hazırlıksız olduğu resmen ortaya çıkmıştır.


Şimdi Bakan der ki biz böylesine yoğun yangınlar beklemiyorduk, bu mazeret son derece geçersizdir zira;


Profesyonel kadrolar beklenen ve beklenmedik senaryolara karşı daima,


A planı


B planı


C planı hazırlarlar.


Koskoca T.C. nin bakanı bunu bile düşünemiyorsa hiç durmasın istifa etsin.