Süper Lig'de yaz transfer dönemi yine ateş gibi başladı. Milyonlarca Euro'luk bonservis bedelleri, dudak uçuklatan maaşlar havada uçuşuyor. En son Leroy Sané'nin Galatasaray'a, Jhon Duran'ın Fenerbahçe'ye transferi gibi iddialar, taraftarları heyecanlandırsa da, akıllarda büyük bir soru işareti beliriyor: Avrupa'da başarı yok ama futbolculara ödenen bu astronomik paralar nereden geliyor? Bu değirmenin suyu nereden akıyor ve bu gidişle Türk kulüpleri batacak mı, yoksa tam tersi mi olacak?
GELİRLER VE GERÇEKLER ARASI UÇURUM
Türk futbol kulüplerinin gelir kalemlerine baktığımızda, yayın hakları, sponsorluklar, kombine ve bilet satışları, UEFA gelirleri ve zaman zaman oyuncu satışları ön plana çıkıyor. Ancak bu gelirlerin, ödenen futbolcu maaşları ve transfer bedelleriyle karşılaştırıldığında çoğu zaman yetersiz kaldığı bir sır değil.
Özellikle Süper Lig'in rekabetçi yapısı ve şampiyonluk baskısı, kulüpleri riskli transfer hamlelerine itiyor. Şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi kapısını araladığı için, kulüpler bu hedef uğruna büyük riskler alabiliyor. Ancak Şampiyonlar Ligi'nde gruplardan çıkmakta bile zorlanan Türk takımlarının, bu organizasyondan beklenen geliri elde edemediği de bir gerçek. Hal böyleyken, Avrupa'da istenen başarı gelmezken futbolculara verilen milyonlarca Euro'luk maaşlar, sürdürülebilirlik açısından büyük soru işaretleri yaratıyor.
SÜREKLİ BORÇ SARMALI
Futbol ekonomisi uzmanları, Türk kulüplerinin büyük bir borç sarmalı içinde olduğunu sürekli dile getiriyor. Finansal Fair Play (FFP) kuralları, kulüpleri borçlanma ve harcama konusunda sınırlasa da, bu kuralların esnetilmesi veya farklı yollarla aşılması, borç yükünü artırmaya devam ediyor. Kamu ve özel bankalardan alınan krediler, borçların vadesini uzatsa da, faiz yüküyle birlikte kulüplerin mali tablosunu daha da ağırlaştırıyor.
Peki bu değirmenin suyu nereden akıyor? Birincisi, geçmişten gelen borçların sürekli olarak yeni borçlarla döndürülmesi. İkincisi, başkanların ve yönetimlerin kendi kişisel bağlantıları ve kaynakları aracılığıyla sağladığı "can suyu" destekleri. Üçüncüsü ise, gelecekteki olası sportif başarılar (özellikle Şampiyonlar Ligi gelirleri) üzerinden yapılan yüksek riskli tahminler ve harcamalar.
KULÜPLER BATACAK MI
Bu gidişle Türk futbol kulüpleri batacak mı? Bu, Türk futbolunun en önemli sorularından biri. Eğer gelirler artırılmaz, harcama disiplini sağlanmaz ve sürdürülebilir bir finansal yapıya geçilmezse, birçok kulübün daha ciddi mali krizlerle karşı karşıya kalması kaçınılmaz görünüyor. Nitekim, bazı kulüplerin amatör lige düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalması veya faaliyetlerini durdurma kararı alması, bu durumun somut örnekleri.