Trendyol TFF 3. Lig'de bir sezon daha geride kaldı. Polatlımızın temsilcisi Polatlı 1926 SK, Başkan Zinar Ertoğrul ve yönetiminin kısıtlı imkanlarla verdiği mücadele sonucunda ligde kalmayı başardı. Bu, şehrimiz adına küçük ama değerli bir başarıdır. Ancak bu başarının ardındaki yalnızlık, insanın içini burkuyor ve akıllara büyük bir soru işaretini getiriyor: Polatlı'nın o önde gelen işadamları, varlıklı aileleri, "vs vs" diye geçiştirilen ama şehrin ekonomik gücünü temsil edenler, bu takımın yanında neden olmuyor?
Duyuyoruz ki, Zinar Ertoğrul ve yönetim ekibi, bu zorlu süreçte adeta tek başlarına omuzlamışlar yükü. Kendi kısıtlı şartlarında çabalamışlar, takımı ayakta tutmak için mücadele etmişler. TFF 3. Lig gibi, profesyonel liglerde yer almanın Polatlı'nın tanıtımı, gençlerinin sporla buluşması ve şehirde birleştirici bir unsur olması açısından ne kadar önemli olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Peki bu öneme rağmen, şehrin "kaymağını" yiyenler, daha iyi şartlarda yaşam sürenler, bu takıma neden sırtını dönüyor? Neden bu yönetimin, bu takımın elinden tutulmuyor?
Başkan Zinar Ertoğrul ve yönetiminin istifa kararı alması, bu yalnızlığın ve desteksizliğin acı bir yansımasıdır. Onların yerinde kim olsa, belki de aynı kararı alır, hatta daha önce alırdı. Şehrin önde gelenleri, gücü olanları bu takıma sahip çıkmıyorsa, kısıtlı imkanlara sahip bir yönetimden tek başına savaşmasını beklemek haksızlıktır. Bu istifa kararı, bir sonuçtur; desteksizliğin, ilgisizliğin acı bir sonucu.
Şimdi akıllardaki en büyük endişe, gelecek sezon ne olacağı... Diğer takımlar şimdiden kadrolarını oluşturmaya başlamış, transfer haberleri gelmeye başlamışken, Polatlı 1926 SK yine belirsizliğe mi sürüklenecek? Yine son günlere sıkıştırılmış, yetersiz bir kadroyla mı başlayacak sezona? Yoksa şehrin dinamikleri, bu acı tablodan bir ders çıkaracak ve bu takıma hak ettiği değeri verecek mi?
Polatlı 1926 SK, sadece bir futbol takımı değildir. O, bu şehrin adını profesyonel liglerde duyuran, gençlerine umut veren, aidiyet duygusunu pekiştiren bir değerdir. Bu değere sahip çıkmak, sadece yönetimin değil, tüm Polatlı'nın, özellikle de gücü ve imkanı olanların sorumluluğudur.