Osmanlı’nın Muhteşem Devlet Adamı  Ahmed Şefik (Mithat) Paşa: Evet, Çinli Düşünür Kang You Wei’nin dediği gibi Mithat Paşa Osmanlı’nın “Bilge Sadrazam’ı” dır.

Değerli okurlarım, sizler (2) bölüm halinde, bu eşsiz devlet adamını tanıtmak istedim. Umarım okuduğunuzda bana hak verirsiniz.

Ahmet Şefik (Mithat Paşa) 18 Ekim 1822’de İstanbul’da dünyaya geldi. Küçük yaşta Divan-ı Hümayun Kaleminde görev yaparken kendisine “övülen” manasına gelen “Mithat” ismi verilmiş ve sonra hep bu isim ile anılmıştır. Arapça, Farsça, mantık ve İslam Hukuku öğrendi. 1840 yılında Sadaret Mektub-i Kalemi’ne atandı; iki yıl burada çalıştıktan sonra Şam, Konya ve Kastamonu’da divan kâtibi olarak görev yaptı. Yolsuzluklarla mücadele hakkında hazırlayıp gönderdiği bir rapor dönemin sadrazamı Mustafa Reşit Paşa'nın beğenisini kazanınca İstanbul'a geri çağrıldı.

1851'de “Başkatip” tayin edildi ve Arabistan Ordusu müşiri Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa’nın durumunu teftişe gönderildi; bazı yolsuzluklarını belirleyerek görevden azline neden oldu. 1858’de sadrazam Emin Paşa’dan izin alarak  Avrupa  kentlerinde altı ay geçirdi, oralarda incelemeler yaptı ve Fransızca öğrendi.

Niş valiliği: Mithat Paşa’nın başarılı çalışmaları, kendisiyle ters düşen Emin Paşa’nın bile takdirini kazanmıştı. Yeniden sadrazamlığa yükselmiş olan Kıbrıslı, onu “vezir” rütbesi ve “paşa” unvanı ile Niş valiliğine atadı. Dört yıl süren bu görev sırasında üstün yeteneğini ve yaratıcılık gücünü ortaya koydu. Yörede eşkıyalık olaylarını önledi; Müslüman ve Gayri-Müslüm halkın barış içinde yaşaması için önlemler aldı; maliye, bayındırlık alanlarında başarılı çalışmalar yaptı. Sulama kanalları yaptırmak, kimsesiz çocuklar için ıslahhaneler açmak, zirai kredi kooperatifleri kurdurmak, posta şirketlerini faaliyete geçirmek gibi büyük reformlar gerçekleştirdi. Aynı zamanda Ziraat Bankası’nın ve Tarım Kredi Kooperatifleri'nin temeli sayılan Memleket Sandıkları’nı kuran kişiydi. Memleket Sandıkları ile çiftçiye yüksek faizli krediler veren tefecilere karşı devlet destekli kooperatif bir sisteme geçildi. Çalışmalarının başarısı üzerine sınır komşusu  Prizren eyaleti de Niş valiliğine bağlandı.

Tuna Vilayeti Nizamnâmesi: Vilayetlerde yeni bir idari düzen kurmaya çalışan hükümet; Mithat Paşa’nın Niş’te uyguladığı düzeni benimsedi ve onu 1863’te İstanbul’a çağırarak vilayetler idaresi hakkında yeni bir kanun tasarısı hazırlamasını istedi. Mithat Paşa’nın katıldığı, Keçecizade Fuat Paşa başkanlığındaki komisyon “Tuna Vilayeti Nizamnâmesi”’ni hazırladı. Nizamname, 1864 yılında kabul edildi ve yeni sistemin uygulanacağı örnek bir vilayet olarak “Tuna vilayeti” kuruldu. Niş, Silistre, Vidin eyaletlerinin birleştirilmesinden oluşan Tuna eyaletine vali olarak Mithat Paşa atandı. Bu görevi, vilayet merkezi olan Rusçuk’ta seçimle oluşacak bir “Vilayet Meclisi” kurulması şartıyla kabul etti.

Tuna valiliği: Mithat Paşa, üç yıldan fazla kaldığı Tuna vilayetinde önemli hizmetler gerçekleştirdi. Eyaletin idaresini yeni nizamnameyi uygun olarak düzenledi. Köylerde İhtiyar Meclisleri, kazalarda İdare Meclisleri’ni kurdu. Senede bir kez toplanacak olan Vilayet Umum Meclisleri’ni oluşturdu. Paşa, özellikle şose yollarına önem verdi. Tuna’da kaldığı üç buçuk yıl içerisinde 3.000 kilometre yol, 1.400 köprü yaptırdı. “Menafi Sandıkları" adı altında bir teşkilat kurdu, ziraatçiler, küçük bir faiz karşılığında sarraflar yerine bu sandıktan borç alabildiler. Zamanla Tuna Vilayeti’nden başka Osmanlı Devleti’nin tüm vilayetlerinde de benzer şekilde "Memleket Sandıkları" kurulmuş ve bu sandıklar Ziraat Bankası ile Emniyet Sandığı’nın temelini oluşturmuştur. Niş, Rusçuk, Sofya’da öksüz ve yetimler için ıslahhaneler kurdu. Bu kurumlarda çocuklara terzilik, ayakkabıcılık gibi el becerileri kazandırıldı. 17 Temmuz 1866’da Tuna’da telgraf hattı döşendi. “Tuna Ticaret Vapurları”’nı işletmeye açtı. “Tuna” adında bir gazete kurdu. Verginin zamanında toplanması için “tahsildarlık” kuruldu; vilayetin yıllık gelirinde büyük artış sağlandı.

1868 Bulgar İsyanı: Mithat Paşa’nın Tuna valiliğinden ayrılmasının hemen ardından Bulgar İsyanı meydana geldi. Sultan Abdülaziz, ayaklanmanın bastırılması görevini Mithat Paşa’ya verdi. Mithat Paşa, yirmi günde ayaklanmayı bastırdı ve İstanbul’a döndü.

Şura-yı Devlet başkanlığı: Mithat Paşa, İstanbul’da yeni kurulan Şurayı Devlet (danıştay) adlı kuruluşu başkanlığına 5 Mart 1868’de atanmıştı. 41 üyeli kurul 10 Mayıs 1868’de fiilen göreve başladı. Mithat Paşa, bu kuruldaki başkanlığı döneminde metrik sistem, vatandaşlık, madenler, emniyet sandığı ve sanayi mektebi gibi konular üzerinde çalıştı. Sadrazam Ali Paşa ile anlaşmazlığı nedeniyle bir yıl sonra bu görevden alındı; vali olarak  Bağdat’a gönderildi.


Bağdat valiliği: Mithat Paşa, sınırları Musul ve  Basra’ yı da kapsayan Bağdat vilayetini üç sene boyunca geniş yetkilerle yönetti. Aynı zamanda 6. Ordu komutanı unvanını da taşıdı. Tuna valiliğinde olduğu gibi başarılı çalışmalar yaptı. Dicle ve Fırat’ta vapur işletmeleri, Fırat’ın temizlenmesi, Irak’ta sulama tesisleri, Irak’ta ilk petrolün elde edilmesi, Bağdat’ta Sanat Okulu, Emniyet Sandığı kurulması, Basra’nın Şattülarap sahiline nakli, Kuveyt’in Osmanlı idaresine bağlanması gibi başarılar elde etti. Sadrazam Ali Paşa’nın 1871’de ölümünden sonra sadrazam olarak atanan Mithat Paşa, Tanzimat karşıtı Mahmut Nedim Paşa ile anlaşamayınca 1872’de Bağdat valiliği görevinden istifa ederek İstanbul’a döndü.


İlk sadrazamlığı: Mithat Paşa’ya Bağdat Valiliğinden istifasından sonra bir yıl görev verilmedi. Sadrazam Mahmut Nedim Paşa onu Sivas’a vali olarak göndermek istedi ancak bunu kabul etmedi; Edirne valiliği teklifini ise kabul etmek zorunda kaldı. Ne var ki görev yerine gitmeden önce onu huzuruna kabul eden Sultan Abdülaziz kendisini sadrazam atadı. 31 Temmuz 1872’de başlayan sadrazamlığı sadece 80 gün sürdü. Bu dönemde memleketin imar işleri ve yolsuzlukları ile uğraştı. 80 günün sonunda görevden azledildi.

Not: Bir sonraki köşe yazısında 2. yani son bölüm yayınlanacaktır.