Geçmiş dönem anekdotlarımdan devam edelim. Belediye meclis listelerinin oluşumundan bahsedelim. Gazeteciliğe yeni başladığımız yıllar.

İlçe başkanları bizlerin gözünde hep üst düzey büyüklerimiz. Onları dinledikçe her gün yeni bir şeyler öğreniyoruz. Günümüzde olduğu gibi sosyal medya falan tabii ki yok. Kimse kimsenin öyle kuyusunu kazmıyor. Birileri başarısız olsun da yerine ben geleceğim diye koltuk kavgası da yok. 1980'den sonraki siyaset ve siyasetçiler daha ağır ağabeyler. Hepsinin bir duruşu, bir ideolojisi, fikirleri vardı. Onları dinlemek, sohbet etmek çok keyifli ve güzeldi.

1989 yerel seçimlerinin Belediye Başkan adayları belli oldu. Çalışmalar son hız devam ediyor. Belediye meclis listeleri için isimler konuşulmaya başlandı. Seçim kazanma iddiası olsun siyasi partileri ANAP, DYP ve SHP gözlerini bu partilerin çıkacağı belediye meclis listelerine dikmişler. Biz de sürekli ilçe başkanlarının bürolarında veya ilçe binalarında ziyaret ederek bilgi almaya çalışıyoruz. DYP İlçe başkanı Av. Ekrem Bilgin yanındayız, sohbet muhabbet devam ederken sıra listeler hakkında konuşmaya geldi. Ser veriyor, sır vermiyor. Hatta bize "Çocuklar, aslında siz gideceğiniz yeri bilmiyorsunuz. Akşamları Hukukçular Lokaline gidin, orada her şeyi öğrenirsiniz." diyor. Biz daha toyuz, oralara nasıl gideriz? Ekrem amca, biz oralara gidemeyiz. Hepsi benim babamın dostları, onun için olmaz, gidemeyiz. "Bunları haber yapmazsanız" diyerek başladı konuşmaya.

"Bakın, önce karşı rakibin hamlesini çok iyi takip edeceksin. Onu gördükten sonra, karşı hamle yapacaksın. Bunu satranç gibi düşünün, örneğin ANAP Yeni Sanayi'den çok sevilen değerli birini seçmiş. Siz de hemen sanayiye ineceksiniz ve karşısına aynı kalitede birini koyacaksınız. Size bir örnek daha vereyim. SHP Menteşe'den Orhan Ünalan listesine yazmış. (Bu arada Orhan abinin mekanı cennet olsun. Allah rahmet eylesin.)" dedi. Bu duyunca ben de hemen harekete geçtim ve Menteşe'den ve aynı zamanda şoför camiasını yanıma almak kaydıyla Rahim Yıldırımı listeme aldım. "Bak, bunda kimseye söylemeyin" diye sıkı sıkı tembihledi. Birden o dönemde asla bölge milliyetçiliği falan yok. İşinde başarılı, etrafında sevilen, ekonomisi iyi ve Polatlı'ya faydalı olabilecek insanları seçip bulacaksın derdi. Öyle ahbap çavuş ilişkisiyle liste yapılmaz. Listelerdeki insanlar önce Polatlı halkını tanıyacak. Polatlı'yı bilecek. Polatlı'nın sorunlarını meclise taşıyacak. Öyle başkana falan boyun eğmeyecek. Parti kararı olur, ona uyacak ama nereye evet, nereye hayır dediğini de bilecek. Bu anlattıklarına belediye meclisini takip ederek gerçekten şahit olduk. Mecliste yaşadığım bir olayı anlatayım. Sanayiden meclis üyesi olarak İrfan Efe'yi listeye aldı. (İrfan Efe'nin de mekanı cennet olsun.) Seçim kazanıldı ve İrfan Efe meclis üyesi seçildi. Belediye Meclis kürsündeki konuşmasını dün gibi hatırlıyorum. Türkiye'de temelleri yeni atılmaya başlanmış. Birçok ilde olmayan Organize Sanayi Bölgesinin kurulması gerektiğini dile getirdiği proje bugün Polatlı ekonomisine yön veriyor. Ekrem Bilgin nasıl bir belediye meclisi yaptığını yaşadıkça daha iyi anlıyorum. Bunun dersi okulu yok. Polatlı'nın ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağını ve ihtiyacını nasıl gidereceğini bilmek yeterli. Her şeyi belediye başkanından beklemeyeceksin. Meclis koltuklarını doldurmak için meclis üyesi olmayacaksın. Bunlardan öncekileri gördüm. Mecliste uyuyup uyuyup gidenler vardı. Yeni seçilecek arkadaşlar inşallah öyle olmazlar. Hepsine başarılar diliyorum.