Uzun yıllar öncesinde komşularla sıfır sorun politikasıyla yola çıkıp sonunda sıfır dost ülkeyle

karşılaşınca millet olarak nasıl da hayal kırıklığı yaşamıştık.

Batı ile şu veya bu şekilde inişli çıkışlı sorunların olduğunu biliyorduk.

İsrail ile Filistin halkına yaptıkları mezalime gözümüz kapatamadığımız için aramız gerginleşiyordu.

Mısır’da Cumhurbaşkanı İhvan yanlısı Mursi’ye yapılan darbeye kayıtsız kalamamıştık.

Suriye’de Esad gitsin diyorduk.

Libya’da Avrupa’nın ne işi var demiştik.

Fakat bugüne bakıyorum sorunlu ülkeler ile aramız tek tek hatırı sayılır ölçüde düzelmeye başladı.

Geçmişe nazaran çok daha esnek bi dış politika güdüyoruz. Ve sorunların da bir bir ortadan kalktığına şahit oluyoruz.

İlk olarak Mısır ‘ın Münhasır ekonomik bölgemizi resmi olarak kabul etmesi aramızdaki buzları çözmeye yetti hatta diplomatik görüşmelerin sürecini başlattı.

İsrail enerji bakanının “Türkiye doğu Akdeniz gaz formuna katılmasını arzu ederiz” beyanı aramızdaki yumuşamanın başlangıcı oldu.

Suriye ve Libya konusunda aramız hep gergin olan Bay MACRON ile yapılan birebir görüşmelerin müspet olması normalleşmenin ilk adımıdır.

Körfez ülkelerine gelince Suudi Kralı ile yapılan olumlu telefon görüşmesi ilişkileri ısıtacaktır.

Yunanistan’la İSTİKŞAFİ görüşmelere devam ediliyor.

Suriye’de merkezi hükümetle yüz yüze görüşülmesi de aradaki buzları eritecektir.

Anlaşılan o ki;
Etrafımızı sarıp sarmalayan hasmane tehditleri defetmenin yolu civar ülkelerle dostane diplomatik hamlelerden geçmektedir.