Belediye Başkanı Mürsel Yıldızkaya ile tartışmalı meclis gündemine ilişkin yaptığımız görüşmenin ardından ilçe siyasetinin şimdiden ısınacağını ve politika ve politikacılar üzerindeki ölü toprağının kalkacağını yazmıştım. Geçtiğimiz günlerde Polatlı’nın Büyükşehirdeki en önemli isimlerinden biri olan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Polatlı ile ilgili her meselede birlikte istişare ederek karar aldığı Selami Ovacık ile sohbet ettik. Ovacık ayrıca, CHP’nin 4 kişilik CHP Grup yönetimine girdi. Bu Büyükşehir Belediyesi’nden faydalanma noktasında Polatlı’ya önemli katkılar sağlayacak bir görev. Polatlı’nın en köklü ailelerinden birinin mensubu olan ve gençlik yıllarından bu yana siyasetin her kademesinde görev almış deneyimli siyasetçisi Ovacık’a tıpkı Başkan Yıldızkaya’ya sorduğum sorular gibi başkan adaylığına ilişkin açık açık sorular yönelttim. Ülkenin en köklü partilerinden olan Cumhuriyet Halk Partisi’nde uzun yıllardır siyaset yapan, Polatlı’nın en köklü ailelerinden birine mensup olan Selami Ovacık, elbette ne “adayım” nede “aday değilim” diyor. Bu kararın kesinleşmesinin ve açıklanmasının yegane altın kuralı yine Polatlı halkının ta kendisi. Haydi Ovacık ile olan kahve sohbetimin satır aralarında ne bulacağız birlikte bakalım. “Buları konuymak için henüz erken. Şu anda Ankara Büyükşehir Belediyesi göreviyle şehrimize hizmet için çalışıyoruz. 30 yıllık içme suyu sorununun bittiği müjdesini verebiliriz. Kısa sürede tamamlanacak. Bunun yanında yollarımız ve daha pek çok konuda çalışmalarımız sürüyor. Adaylık meselesine gelince, aday olursak bunu siyasi gündem yada kişisel ikbal için değil, Polatlı’nın menfaatine göre hareket etmek adına üstlenirim. Elbette bunda en önemli etken, Polatlılı hemşehrilerimizden gerekli karşılığı görmek, bunu hissettiğimiz an zaten görevden kaçmaz ve taşın altına elimizi koyarız. Bu kadar çok Polatlı sorunu ile uğraşıp, bunlara çözüm bulmuş ve bulmaya devam ederken bunları konuşmak erken. Elbette Polatlı adına verilecek hiç bir görevden ve hizmet etme şansından kaçmayız. Tüm bu söylemlerin satır arasından çıkartılacak sonucu elbette hemen hemen herkes aynı bulacaktır. Sağlama yapmaya ise gerek yok, sonuç net ve açık. Ancak siyasi konjonktür, ülkenin içinde bulunduğu durum ve daha pek cok başka etken rüzgarın değişmesine sebep olabilir, ancak ayakları yere sağlam basan bir siyasetçinin adaylık meselesine bu kadar tevazu sahibi, ağır başlı, kişisel ikbal güdmeden yaklaşması da hani özlediğimiz politikacı profilinin içini oldukça dolduruyor. Kimbilir, belkide bu köşe yazısı bile adaylığın resmiyetten önceki duyurusu bile olabilir!