Her insan ve tüm Müslümanlar için  hiç şüphesiz ki Allah aşkı yeryüzündeki tüm Sevgi ve Aşkların üstünde olan en yücesidir Allah sevgisi Onun verdiği nimetlere şükredip ona layık kul olabilmektir Şimdi size bir Sanayi Demirci'nin bir hikayesini aktarıyorum; Hikaye şöyle Hayat bir fincan kahve gibidir bazen acı bazen tatlı olur. Önemli olan kahvenin tadı değil Onu kiminle içtiğinizdir. Niccola Paganini 19 yüzyılda yaşamış yetenekli bir müzisyendir herkesin hayran olduğu ünlü kemancı kalabalık dinleyici önünde önemli bir konser veriyordu. Bütün orkestra Paganni nin içli keman sesine ustalıkla eşlik etmek üzere pür dikkat çalıyordu. Derken beklenmedik bir şey oldu Paganinin kemanının tellerinden biri çat diye kopu verdi Keman'ın  orta teli herkese göreceği içimde havada sallanmaya başladı Usta müzisyenin alnına ve yüzüne bir anda terler hücum etti hayli zorda kaldığı belliydi ancak hiçbir şey olmamış gibi kalan üç  telle kemanını aynı güzellikte çalmayı sürdürdü fakat çok geçmeden olabilecek en kötü şey oldu. Orkestrayı yöneten şefin şaşkın bakışları arasında ikinci tel de koptu. Paganini ne buna rağmen yine çalmaya devam etti. Müziğin güzelliğinden ve keman'ın sesinden eksilen bir şey yoktu hala. Fakat birkaç dakika sonra üçüncü tel de koptu orkestranın icra ettiği parçanın sonlarına gelinmişti. İşte şimdi ustanın kemanından kopmuş üç tel avare avare sallanıyordu Usta sanatçı herkesin şaşkın bakışları arasında tek telli kemanla müziğin güzelliğinden hiçbir şey eksiltmeden parçayı bitirdi. Dinleyiciler ayağa kalkıp görünmemiş bir coşkuyla uzun uzun alkışladılar alkış sesleri kesilmek üzereyken Paganni dinleyicilerden koltuklarına yaslanmalarını istedi konserin kaçınılmaz olarak biteceğini düşünen dinleyiciler çaresiz oturdular. Paganni  kemanını herkesin göreceği biçimde kaldırdı başıyla orkestra şefine "başla" işareti yaptı. Tekrar dinleyicilere döndü gözlerine hafifçe kısıp gülümsedi ve bağırdı. Paganni ve bir tek sonra tek telli Stratovarius marka kemanını  çenesini altına alıp son parçayı mükemmel bir performansla icra etti  Evet hikaye böyle. İşte hayatta evliliklere baktığımızda  evliliklerde kalabalıklar karşısında verdiğimiz bir konser gibi değil mi? Başlangıçta her şey mükemmeldir eksiğimiz gediğimiz kusurumuz yok gibidir. Evliliğin sosyâl yaşamın ilişkilerin  sonunda kusursuz gideceğini düşünürüz. Ahengin  hiç pürüzsüz süreceğini hayal ederiz sonra Babanninin kemanı gibi bizim de zamanla tellerimiz kopmaya başlar. Eksiklerimiz ortaya çıkar ahenk bozulur gibi olur Böyle zamanlarda çoklarının da yaptığı gibi bizim de  yaptığımız kopan tellere odaklanıp İlla da eksik yanlarımızı görmektir. Paganni gibi pek az insanın yapmayı göze aldığı ise kalan tek tele odaklanıp aşkın sesini bir keman gibi yüreğimizde sürdürmeye devam etmektir.  Şimdi sorun kendinize bir tek teliniz bile kalmadı mı konseri sürdürmek için ? Cevabı biliyorsanız" Her şey bitse de Aşkın kemanımızda kalan tek sel konser devam ediyor teli koparmadan tek yürek olup niyet ve kısmet ile doğan, sefa yada cefa ile yaşanan ve aranan vefa alın yazısı, kader birliktelikler için keman'nın son teli ... ! Ve dedikten sonra yine her şeyi daha iyi ortaya koyan bu hikayeye çıkma olan tasavvuf şairimiz Yunus'un dört mısrası ile yazımı bitiriyorum.

"Gelin  tanış olalım.

İşi kolay kılalım

Sevelim sevilelim

Dünya kimseye kalmaz."

Selam ve dua ile.