“Türkler sultan kulluğundan kurtulup Türk halkı oldular. Sonra köylülükten kurtulup kentli oldular. Yarım yüzyılda kulluktan iktidara geldiler.



Bu İslam tarihinde büyük bir dönüm noktasıdır. Demokrasi kavramının yüceliği kadar yüce bir sonuçtur. Türkiye Halkın Cumhuriyeti oldu. Bu inkâr edilemez.

Fakat Türkiye’de demokrasi ve cehalet, Jefferson’ın 1776’da öngördüğü gibi, çatıştılar. Kırsal halkın hiçbir demokratik ve politik deneyimi olmadığı için bu süreç seçimleri cahil bir şehzadenin tahta çıkmasına benzetti. Sandık tanrısal görevlendirmenin yerine geçti.

Müslümanların öğrenemedikleri bir gerçek var: Endonezya’dan Kuzey Afrika’ya, İran’a, Orta Asya’ya kadar hiçbir İslam ülkesinde demokrasi yok.

Halk yine kul oldu. Sonuçları kargaşa cinayet, ekonomik gelişmemişlik ve cehalet.

Demokrasi olmayınca özgür öğretim yok. Özgür öğretim ve özgür araştırma olmayınca bilim ve teknoloji gelişmiyor. Bu gelişmiş ekonomilere köle olmak demek.

Bugün Batı ülkelerine akan Müslüman göçü neyi anlatıyor?
1.5 milyar Müslümanın halini görememe nasıl bir aymazlıktır acaba?”


Diye bitiriyor Prof. Doğan Kuban değerli görüşlerini.  27 Eylül 2013

*

Yorum: Değerli hocamın ilk paragrafta söylediği, “Türkler Sultan kulluğundan kurtulup…” sözünden biraz farklı düşünüyorum. Neden mi?

Evet; Selçuklular ve Osmanlıların toplam hüküm sürdüğü neredeyse 9 Yüzyıla varan uzun bir zaman dilimi içinde, “ümmet” sayılan biz Türkler hüküm süren Sultanların kulluğundan kurtulmadık.

Fakat Emperyalist istilacı düşmanlarına karşı Kurtuluş Savaşında kahramanca savaşıp galip gelen Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları tarafından ise biz Türkler Sultan kulluğundan kurtarıldık ve Türk Halkı olduk. Yani sözün özü “kurtarıldık”.

Ama hocamın, “Türkiye Halkın Cumhuriyeti Oldu” adlı veciz sözü üzerine söylenecek söz bulamıyorum. Tek kelimeyle Muhteşem…

Bana göre günümüz Türkiye’si kırsalında yaşayan, neredeyse ülkenin yarı nüfusunu oluşturan değerli vatandaşlarımız, iktidarlar tarafından ne yazık ki “Eğitimde Fırsat Eşitliği” konusunda haksızlığa uğratıldı.

Ayakları üzerine sağlam basan bir “Demokrasi” ise eğitimli, bilinçli, öz güvenli, kendi iradesiyle hareket eden bireyler ister.

Ben hocam kadar karamsar değilim. Bence İslam Dünyası içinde Türkiye “Demokrasi” konusunda farklı bir konumdadır. Ülkemizin günden güne gelişen Eğitim Düzeyi “Demokrasi” kavramını daha iyi anlamamız için önemli bir faktördür.

Son olarak, Kuban Hoca’nın aşağıdaki saptamasının hepimizin yüreklerini burkacağından kesinlikle emin olduğumu ifade etmek isterim.

“Bugün Batı ülkelerine akan Müslüman göçü neyi anlatıyor?
1.5 milyar Müslümanın halini görememe nasıl bir aymazlıktır acaba?”


Esen kalın. İlhan Küçükbiçmen