Dünya giderek daha fazla çölleşmeye, toprak ve su kaybına maruz kalıyor.

Buzulların erimesiyle birlikte tuzlu suya karışan tatlı su okyanusların giderek daha da yükselmesine sebep oluyor.

Küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanan iklim değişikliği sebebiyle giderek daha da fazla sıkıntı yaşadığımız da apaçık ortada duruyor.

Elbette bunlar neden bizim için önemli diyebilirsiniz.

Yaz ortasında sel, kış ortasında kuraklık yaşıyoruz.

İnanılmaz tropik fırtınalar neredeyse her kıyı şeridini bölgesini vuruyor.

Gazetede dün 1990'lı yıllardan bu yana yaşanan yağış miktarının kaleme aldık.

Son 20 yıl içinde inanılmaz bir dengesiz durum ve düşüş söz konusu.

Geçen yıl m2'ye düşen yağış miktarı yok denecek kadara az.

Tüm bunlar elbette doğayı, toprağı ve suyu etkiliyor.

Bakınız bir istatistik paylaşmak istiyorum.

Dünyada 2.6 milyar insan direkt olarak tarım sektöründen geçimini sağlıyor. Taze su kaynaklarının yüzde 70'i bütün dünya nüfusunu beslemek için mevcut tarımsal faaliyetlerde kullanılıyor.

Gelecek 10 yıl içerisinde sadece çölleşmeden dolayı dünyada 50 milyon,  2050 yılına kadar da 135 milyon insanın su kıtlığından dolayı göç edeceği öngörülüyor.

Bunu en iyi Polatlı'da yaşadığımız kuraklıkla anlayabiliriz.

Tarımsal üretimde yüzde 55 civarında bir kayıp yaşadık.

Buda gıda ürünlerinde ciddi bir kaybın yaşanmasına ve fiyat olarakta inanılmaz artışlarla bize döndü.

Üzerinde yaşayabileceğimiz başka gezegen olmadığına göre artık Dünya'ya kulak verme zamanı gelmedi mi?