Bundan önceki yazımda hatırlayacağınız gibi  “AYI” yı Rus’ların milli bir sembolü olarak tarif etmiş ve kendilerini bir ayı kadar güçlü hissettiklerinden bahsetmiştim. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'yı Rusya'nın doğal sınırları içinde bir parçası, iki ülkeyi "bir halk, tek bir bütün" olarak gördüğü uzun süredir biliniyordu.

Başkan Putin’in emriyle Ruslar, üç taraftan Askeri güçleriyle sardığı Ukrayna’ya 24 Şubat 2022 gününün erken saatlerinde uçak ve helikopterlerle hava harekâtını başlatmış, ardından da füzelerle vurmaya devam etmişti.

Ukrayna’nın Rusların gözünde tıpkı dişi bir ayının yavrularından birisi gibi olduğu benzetmesini yapmıştım. Neredeyse tüm dünya benim gibi, devasa Rus Ordusunun Ukrayna’yı birkaç günde dize getireceğini zannediyordu. Ama yanıldık. Görüldü ki “Ayı Yavrusu !” anasına karşı, “ben artık özgürüm, sana karşı var gücümle mücadele edeceğim, bana karışma!”, diyerek direniyordu. Biz Türk’lerde güzel bir değim vardır. İşler ters gittiğinde,“Evdeki hesap çarşıya uymadı”, deriz. Evet, değerli okurlar, aynen de öyle oldu. Azimli ve canını Ukrayna’ya adamış, Kahraman bir Cumhurbaşkanları vardı Ukrayna’nın. “ Zelensky”.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Dişişleri Bakanı Segei Lavrov’un TV’lere verdikleri demeçlerinde, yapılan harekâtın sadece Ukrayna Ordusu üzerine olduğunu, sivillere, halka asla bir zararın söz konusu olmayacağını belirtiyorlardı. Ama tüm dünyanın gördüğü manzara bu değildi. Rus güçlerinin Ukrayna üzerine gönderdikleri roketler maalesef sivillerin üzerine düşüyordu. Bir yetimhane, bir çocuk yuvası ve başta Kiev olmak üzere birçok yerleşim merkezinde bulunan binalar acımasızca vuruluyor ve birçok masum insan ya yaşamını yitiriyor, ya da yaralanıyordu.

Ruslar çok üstün savaş güçlerine rağmen, özellikle Belarus’tan Ukrayna’nın başkenti Kiev’e ulaşamamıştı. Ukrayna ordusunun beklenmedik direnişiyle karşılaşmışlar ve adeta ne yapacaklarını şaşırmışlardı.

Başkan Putin TV’de yaptığı bir konuşmasında; Kiev’de kendilerine silah doğrultan bazı Neonazi gruplarının, uyuşturucuya bulaşmış bazı serserilerin tespit edildiklerini söylüyor ve ilaveten Ukrayna Ordusu askerlerine, Batı yanlısı olan Cumhurbaşkanı Zelensky’e karşı darbe yapmaları mesajını veriyordu. Bu abuk, sabuk konuşma tarzı Başkan Putin’in o andaki ruh halinin nasıl olduğuna dair çok çarpıcı bir örnekti.

Ama Ukrayna askerleri başta Kiev olmak üzere tüm büyük yerleşim yerlerinde Ruslara karşı dört gündür gerilla savaşı uygulayarak, hayatlarını feda ediyorlar ama onlara da büyük kayıplar verdiriyorlardı.

Bu arada Ukrayna Savunma Bakanlığı tarafından yapılan bir açıklamada, Türkiye’nin ürettiği 1Bayraktar TB2 SİHA’lar ile Herson bölgesinde bir Rus konvoyunun vurdu” söyleniyordu.

Bir gün önce Başkan Putin, Zelensky’e canını kurtarması için dilerse Vatikan’a sığınabileceği konusunu önerirken; Zelensky ise, “ben hiçbir yere gitmiyorum. Gerekirse Kiev’de kahraman askerlerim gibi savaşır, burada can veririm”, diyordu. İşte bu söylem Ukrayna’da bulunan tüm savaşçılara çok büyük bir moral oldu.

Ukrayna’ya Asker desteği vermeseler de, ABD, İngiltere, Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu ve NATO Rusya’ya karşı çeşitli siyasi ve ekonomik yaptırım kararlar aldılar. Bu baskı, Ukrayna’ya başarısız sayılabilecek bir saldırı gerçekleştiren Rusya’ya uzun vadede oldukça zarar vereceğe benziyor. Buna ek olarak Rusya’nın dünya genelinde de hatırı sayılır bir itibar kaybına uğradığını söylemek pek de yanlış sayılmaz.

Ukrayna’nın kuzey-doğusunda Rusya sınırında bulunan Harkov kentinin Rus’ların eline geçtiği haberleri yayıldı. Gerçekten doğruymuş ama sonra silahlanan halk Rus askerine karşı gerilla savaşına tutuşmuş. Onların arasına, eline silahını alan yörenin bir Milletvekili de katılmış ama çatışmada yaşamını yitirmiş. Sonunda ne olmuş dersiniz: Silahlanan halk Rus’lardan Harkov şehrini geri almış.

Savaşın dördüncü gününe girildiğinde Zelensky’nin sıkça tekrarladığı, “Rus’larla savaşın sonlandırılması, daha fazla insan kaybının önlenmesi için ön şartsız, uygun bir yerde görüşebiliriz.” Çağrısı nihayet cevap buldu. Bu arada Belarus, “artık topraklarımızdan Ukrayna’ya herhangi bir saldırı olmayacaktır.” sözünü verince,  Rusya ve Ukrayna heyetlerinin barış görüşmelerinin Ukrayna-Belarus sınırında yapılmasına karar verildi. Verilen bu karar sonrasında Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba, Rusya ve Ukrayna'nın müzakere kararı sonrası açıklama yaptı. Kuleba,

"Rus ordusu peş peşe mağlubiyet yaşadıktan sonra bize ön şartsız görüşme yapabileceklerini bildirdiler. Bu şimdiden Ukrayna için bir zaferdir" dedi.

Bu sıralarda Moskova’dan Başkan Putin tüm dünyada yankı oluşturan, adeta şoka sokan radikal bir emir verdi. Şöyle dedi:“Rus nükleer güçleri özel görev pozisyonuna geçsin”. Sanki “eşek şakası”, akıl alır gibi değil… Ne dersiniz?