Hakim ve Savcılar Kurulu’nun dün yayımlan kararnamesi ile görev yapan 5.400 hakim ve savcının görev yerleri değişti.

Görev yeri değiştirilen hakimlerden birisi de İstanbul Hakimi Kürşad Bektaş, isteği dışında İstanbul’dan Tokat ili Turhal ilçesine atandı. Hakim Kürşad’ı Gezi Davası hakimi olarak tanıyoruz. Gezi davasında , mahkumiyet ve tutuklamalara muhalefet şerhi koymuş, gezi davasında karar oybirliği ile değil oy çokluğu ile çıkmıştı.

Hakim Kürşad Bektaş, gezi davasındaki muhalefet şerhi nedeni ile hükümetin (sarayın) şimşeklerini üzerine çekmişti, cezası isteği dışında İstanbul’dan Turhal’a sürgün edilerek kesildi.

Peki hükümet muhalif hakimleri görevden alıp başka yerlere süre bilir mi bu yetki kendisine Anayasa ve yasa ile mi verişmiştir? Hakimler; karalarını, baskı olmadan özgür iradeleri ile alamazlar mı? Hakimler hükümete tabi olarak mı çalışırlar. Anayasa’da yer alan Hakimlik teminatının anlamı nedir?

Hakim ve savcılar azlolunamazlar, kendileri istemedikçe Anayasa’da gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz, bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamazlar.

Hukuk devleti ilkesi ve kuvvetler ayrılığı sistemi üzerine kurulu Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan, temel hukuk kurallarıdır.

Kuvvetler ayrılığı sisteminin var olduğunu düşündüğümüzde, yürütme organı olan hükümet (başkanlık) yargı organlarına talimat vermez, telkinde bulunamaz. Son dönemde yaşadıklarımız, başkanlık sistemi ile kuvvetler ayrılığının ortadan kalkmakta olduğu/kalktığını üzülerek görmekteyiz.

Kamuoyuna mal olmuş bir davada (gezi davası içeriğini tartışmıyoruz), hükümet görüşüne karşı (hükümet sanıkların şiddetle cezalandırılmalarını istiyordu) muhalif olan hakimin tayininin çıkarılması, güçler ayrılığının ihlali, hakimlik teminatının çiğnenmesidir, tehlikeli sonuçlar doğuracak tasarruflardır.

Av. Ali KUŞ

Ankara Barosu

Polatlı İlçe Temsilcisi