Sakarya Nehri ve Porsuk Çayı'nın kuruması artık her yıl tekrar eden bir rutin haline geldi. Mevsimsel küresel ısınma etkileri bir yanda vahşi ve aşırı sulama diğer yanda artık tarımsal sulama çok ciddi bir kronik bir problem. Dünya genelinde sulu tarım giderek artıyor, ülkeler sulu tarıma destek veriyor. Bizde ise neredeyse tam tersi bir politika izleniyor. Gökpınar Barajı sadece Polatlı tarımının kurtuluş reçetesi değil. Aynı zamanda ülkenin en önemli tatlı su kaynaklarından birinin de geleceğe taşınması için önemli bir adım. Ancak bu adımı bir türlü atamıyor ve 12 yıldır havanda su dövüyoruz. Tarımsal katma değeri kaybetmenin yanında doğal yaşama da neredeyse dönülmez hasarlar verdik. Her ne sebep ile olursa olsun, hangi bakış açısından bakarsanız bakın bu sorun kökten çözüm gerektiren bir mesele. Nehirlerin kuruması yanında aşırı su tüketimi de durdurulmalı. Son 10 yıl içinde verilen sulama ruhsatları yeniden gözden geçirilmeli ve radikal önlemler alınmalı. Sakarya Nehri artık gürül gürül akmıyor. Kaynakları bile neredeyse kurumaya yüz tuttu. Doğal olarak nehirin yapısı öncelikle akademik olarak araştırılmalı, geleceğe dair çözümler üretilmeli. Çünkü şu hayattır. İster tarım ister içme suyu hangi şekilde kullanırsak kullanalım suyumuzu geleceğe taşımamız gerekiyor.