Neredeyse son bir yıldır hepimiz, bir fanusun içinde ve hayatı uzaktan izliyor gibi değil miyiz? Peki ya çocuklarımız ve Covid19’un onların üzerindeki etkileri? Evden çıkamamak, parklarda ve sokaklarda özgürce oynayamamak, arkadaşlarını görememek ve onlarla etkileşim içinde bulunamamak…Bilhassa okulöncesi çağı çocuklarında bu durumu zihinlerinde anlamlandırmak ve somutlaştırmak çok zordur. Çoğunlukla olayları, biz ebeveynlerin davranışlarına bakarak yorumlarlar. Bizlere düşen görev ise onlara bu durumu, sakin, ılımlı, belirli bir güven duygusu içerisinde açıkça anlatmak ve onlara rol model olmaktır. Okulöncesi dönemi çocuklarına detaylı bir bilgi vermek yerine daha yüzeysel bir anlatım biçimi seçmeliyiz. Yaramaz bir mikroptan bahsetmeliyiz belki de. Ellerimizi yıkayıp maske taktığımızda hep güvenli olduğumuzu bilmeliler. Hikayeler, oyunlar, resimlerle şekillenmeli bu yaramaz mikrop zihinlerinde. Ve biz geleceğe dair güzel resimler çizmeliyiz birlikte. Hepsi “Umut” temalı, renkleri gökkuşağına benzeyen.. Salgını durdurmaya çalışan ve insanların güvende olmasını sağlayan sağlık çalışanlarının ve bilim insanlarının öykülerini anlatmalıyız onlara. Anlatmalıyız ki onları hayatları boyunca hep pelerinsiz kahramanlar olarak hatırlasınlar.