İletişim, insanların ilk çağlardan bu yana ihtiyaç duydukları bir süreç olmuştur. Düşünce ve kavramlara dayanarak görsel bir anlatım yolu denemiş ve değişik tekniklerle elde ettiği tasvirler, grafik sanatlarının ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Yazının ve resmin bir arada kullanılmasıyla oluşan grafik tasarım, 19. yy‟ın sonu ile 20. yy‟ın başında gelişen sanat hareketleriyle bugünkü etkinliğine dönüşmüştür. Özellikle kâğıdın bulunması, Batı ve Doğu arasındaki ticaretin artması, Doğuda bulunan kâğıdın, matbaa mürekkebinin, ağaç kalıbıyla resmi basma tekniğinin Batıya gelmesini sağlamıştır. Bu dönemde endüstri devrimi ile beraber ambalaj tasarımı ve endüstriyel tasarım gibi yeni alanlar ortaya çıkmıştır. Açılan fabrikalar toplumun ihtiyaçlarına cevap verirken, yeni tasarımların oluşması problem olarak ortaya çıkmıştır. Bu problemi aşmak için Arts and Craft ve Bauhaus okulları açılarak birçok mimar ve tasarımcı yetiştirilmeye başlanmıştır. M.Ö. 400 yıllarında Asur ticaret kolonilerinin alışverişlerinde mallarını daha iyi tanıtmak ve satmak amacıyla, yazı ile yazılmış olan kil tabletler ilk çağda afişin fonksiyonelliğini göstermektedir. Roma İmparatorluğu‟nda sirk oyunları ve gladyatörlerin savaşları gibi gösterileri tahtadan yapmış oldukları levhalara yazarak ve duvarlara asarak halka duyurulmuştur. Hammurabi yasaları batılı kaynakların ilk afiş örnekleri arasında yer almaktadır. Güneş Tanrısı‟nın buyruklarını halkına ileten yasalar dizisidir. 225 cm yüksekliğinde Diyorit bir taşa oyularak yazılmış ve geniş bir alana dikilmiştir. Gerçek anlamda afişin kökeni matbaa sistemlerinin bulunmasından sonraya dayanır. XV. yüzyıla kadar duvara asılmış kağıt parçasından ibaret olan afişler, Guttenberg‟in matbaa sistemini bulmasıyla kimliğine kavuşmuştur. Böylece afiş tasarımının amaçlarından biri olan basılıp çoğaltma yöntemi ile daha geniş kitlelere ulaşma olanağı doğmuştur. XVIII. yüzyılda, artistlerin çekici pozlarını gösteren resimsel afişler yapıldı. Bu yıllarda “Taşbaskı” tekniği ortaya çıktı ve bu teknik afişin gelişimi açısından önemli rol oynamaktadır. Litografinin bulunmasıyla afiş sanatı önemli bir ivme kazanmıştır. Çok renkli tasarım imkânı sağlayan taşbaskı afişlerde renkliliği başlatmıştır. 1871 yılında, Frederick Walker‟in düzenlediği “Beyazlı Kadın” adlı afiş, afişte resmin kullanılması gereğini vazgeçilmeyecek şekilde kanıtlamaktadır. İçerdiği görsel ekonomi, yalınlığı ve dramatik hareketi tam olarak yansıtması ile bu çalışma gerçek ilk afiş olarak sayılmaktadır.