Endülüslü İbn Rüşd, sürekli kitap okurdu. Hayatında kitap okumadan geçen sadece iki gecesi vardı; evlendiği ve babasının öldüğü gece…


Ama her kitabı okumazdı…


Fahrüddin er-Razi, sofraya oturduğunda bir yandan yemeğini yer, bir yandan kitap okurdu.Evinden mescide giderken binek sırtında üç yüz öğrencisine ders verdiği anlatılır. Razi için zaman değerliydi.


Zamanının büyük bölümünü kitaba ayırırdı.


İmam Gazali her çıkan kitabı zamanında alır ve okurdu. Üç ay önce İspanya/Endülüs’te yazılan bir kitabın Şam sahaflarına yeni geldiğini görünce, çağından yakınarak artık insanların ilim yerine servete önem ve öncelik verdiklerinden bahsederdi. Gazali için, bir kitabın yazıldığından ancak üç ay sonra ulaşmış olması üzücüydü…


İbn Teymiyye’nin beline kadar uzanan örgülü saçları vardı. Her gece okumaya başlamadan önce saç örgüsünün ucunu bir çiviye asardı. Böylece okurken uyuyakalmasını önlemiş olurdu.


İbn Teymiyye için kitap okumak uyumaktan önemliydi…


Cemil Meriç kitap okurken gözleri yavaş yavaş görmez olunca sandalyesini ışığın tam altına çekerdi. Gözü daha fazla görmemeye başlayınca lambanın altına bir masa ve onun üzerine sandalyesini koyarak ışığa yaklaşır ve kitap okumaya devam ederdi.


Tamamen göremez olunca kızı Ümit Meriç, o ölünceye dek okuma hususunda onun gören gözü oldu…


Hasılı okumak dertli insanların eylemidir.


Dertli olmayanlar da okuyarak dert sahibi olur.


Okumak insanı geliştirir, güven duygusunu artırır ve iddia sahibi yapar.


Rahmetli Nuri Pakdil de “Kitap okumayan meydan okuyamaz" der.


Bir iddia sahibi olmak istiyorsanız okumak ve bilgi birikimini artırmak mecburiyetindesiniz.


Okumak sadece yazılı bir okumayı ihtiva etmez. Ufuk açar, farklı okuyabilmelerin önünü açar.


Kitap okuyan dünyayı da okur


Okumak aynı zamanda gıdadır: ruhu/zihni besler


Kitap okumayanlar tek yönlü beslendikleri ve sadece bedenlerini besledikleri için zihinleri/ruhları açlıktan ölür.


Rabbimizin en önemli emri okumakla alakalıdır ve muhatap herkestir. Ama okumak her kişinin kârı değildir.


Türkiye genelinde insanların kitap okumadığından şikayet edilir durur.


Yaşamakta olduğumuz Polatlı’da da güzel şeylerin pek fazla olmadığı genel bir şikayet konusudur.


Ama kıymetli kardeşim Ömer Çapkan’ın kişisel gayretleriyle hayata geçirilen “Okuma Kulübü” haberi beni çok mutlu etti ve gelecekle alakalı olarak umut verdi.


Hemen her kesimden 40’a yakın kitap ve okuma sevdalısının bir araya gelmesi gerçekten müthiş bir şey.


Esnafından memuruna-akademisyenine, gazetecisinden işçisine-serbest meslek erbabına çok geniş bir okuma sevdalısının sayısının daha da artarak yeni ufuklar açacağına eminim.


Hayırlı olsun.