Acıklı Durumun Nedenleri

Washington’da yayımlanan Foreign Policy dergisinde 25 Haziran da ‘Arap dünyasının kırılganlığı’ adlı makalenin yazarı D. Miller, İslam dünyasının içinde bulunduğu gerçekten acıklı durumun, Batılı yargıları da yansıtarak, kendince başlıca nedenlerini sıralamış.

Bu geri kalmanın karmaşık nedenleri var. Ülkelerden ülkelere değişen ve sömürge çağından kalan komploları da yok sayamayız. Fakat temelde İslamı yerine çivileyen kendisi!

Yazarın nedenleri Türk okuyuculara bir şeyler anımsatacak!

  1. İslam toplumunda kadının statüsü;

  2. Dinin devletten ayrılamaması (başka deyimle laiklik);

  3. Yabancı komplo kuramları;

  4. Narsisizm (kendini beğenmek);

  5. Merkezi otorite tutkusu (başka bir deyişle despotizm).


*

            Yorum: Arap dünyasının kırılganlığı” adlı makalenin yazarı D. Miller’in radikal görüşlerine mesafeli yaklaşmak istiyorum. Çünkü “İslam Dünyasının içinde bulunduğu gerçekten acıklı durumun…” tarzındaki konuşması bana İslam dünyasında var olan problemleri, “acıklı” olarak nitelendirmesiyle sanki biraz “abartıyor” gibi geldi.

  1. Miller’in bir cümlesini ise gerçekten anlayamadım. “…sömürge çağından kalan komploları da yok sayamayız.” Komplolar neymiş. Açıklık getirilseydi iyi olurdu.


En radikal…En çarpıcı cümlesi ise;” Fakat temelde İslamı yerine çivileyen kendisi!” Ben bu fikrin çok tutarsız, dayanaksız hatta biraz da sanki “provokatif” olduğu kanısındayım.

Ama sıraladığı Kadınla, Laiklikle, Yabancı Komplo kuramları, Narsizm ve Despotizm ile toplam 5 madde halinde ortaya koyduğu kurallar için tek kelimeyle “mükemmel” derim. İ. K.

*

Kuban Hoca görüş ve fikirlerine ise şöyle devam ediyor:

Türkiye Cumhuriyeti, D.Miller’in vurguladığı sorunları 90 yıl önce masaya yatırdı. İslam dünyasının en önde gelen çağdaş ülkesi olduk.

Dünyada inançlara saldırı yok. Çünkü gerekli değil. Laiklik dinsizlik değil. Amerika dünyanın dindar toplumlarından biri. Ama devlet laik. Laik Türkiye’de 20 yüzyılda 90 000 tane cami yapıldı. Sorun din değil, Müslüman toplumların dünyaya yetişmesini engelleyen din sömürüsüdür.

Toplumun yarısı (yani kadınlar) üretken olmazsa ne kalkınma ne de gelişme olur. Çünkü toplumun emek ve akıl açığı olur; laik olmayan toplumlarda bilim ve teknoloji yaratılamaz. Çünkü özgür düşünce ve araştırma olmaz. Bilim ve teknoloji sadece ithal edilir.

                                                           *

Yorum: Değerli okurlar, işte neden bu anlamlı makalelere fikir babalığı yapan Prof. Doğan Kuban hocamızı konu ettiğime şimdi eminim siz de hak vereceksiniz. Bakın, D. Miller’in vurguladığı sorunlar için; “…90 yıl önce (Cumhuriyet’in kuruluşu döneminde Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşları tarafından) masaya masaya yatırıldı” diyor ve ardından herkesin ama kesinlikle inanıyorum herkesin ayakta alkışlayacağı, İslam Dünyası için şu unutulmaz görüşünü bizlerle paylaşıyor.

Türkiye için ne diyor? “İslam dünyasının en önde gelen çağdaş ülkesi olduk.”  Bunu bir bilim insanının ağzından duymak, inanın dünyalara değer. Bu da benim görüşüm.

Takip eden paragraflar için dikkatimi çeken fikirler ise, “…Müslüman toplumların dünyaya yetişmesini engelleyen din sömürüsüdür.” İle,

“… Laik olmayan toplumlarda bilim ve teknoloji yaratılamaz. Çünkü özgür düşünce ve araştırma olmaz. Bilim ve teknoloji sadece ithal edilir” oldu.

Evet… ”din sömürüsü” ve “laik olmayan toplumlar” Bilim ve teknolojiyi sadece ithal eder.

Baş döndürücü bir hızla gelişen çağdaş dünyamız ile aramızdaki acımasız farkı şayet kapatmak istiyorsak, asla tereddüt etmeden “Bismillah!” diyerek var gücümüzle “çok öğrenmeli ve çok çalışmalıyız”.

Unutmayalım ki;

“İyi bir Müslüman yardımseverdir.”  Ama “Bu iş için bile elimizi cebinize attığınızda parmaklarımıza ilk dokunan şey ne yazık ki para olmalıdır.” İ.K.