Ceza Ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yaptığı yazılı bir açıklamayla;
“Ceza infaz kurumu ve tutukevi sayısının hizmette kalite, çağdaş infaz anlayışı doğrultusunda hızla azaltılması gerektiği” belirtilerek, toplam 396 ceza infaz kurumunun kapatıldığını” duyurmuştu.
“Çağdaş anlayışa uygun yeni ceza infaz kurumlarının yapılmasının zorunluluk arz ettiği” hatırlatılan açıklamada, “Sağlıklı, güvenlikli, mekanik, elektronik donanımlı ve rehabilitasyon işlemlerine elverişli yeni ceza infaz kurumu projeleri geliştirilerek metropol kentler Öncelikli olmak üzere; Toplam 196.682 kapasiteli yeni ceza infaz kurumu ve ek bina ve ek açık yapımların tamamlanarak hizmete alındığı” belirtiliyordu.
Ancak Ceza Ve Tevkifevlerinde unutulan önemli bir kaç nokta vardı:
Bu birkaç nokta, basit noktalar deyip geçiştirilecek konular değildir.
Rehabilitasyon çalışması yapılırken unutulanlar, engelli avukatlar ve ziyaretçilerdi.
Ceza Ve Tevkifevi kampus girişinden ziyaretçi salonuna kadar engelli tuvaleti yok.
Turnikelerden, tekerlekli sandalye ile gelen avukat ve engelli ziyaretçilerin geçmesi imkansız ama engelliler için özel bir giriş kapısı da yok.
Yine ziyarete girmeden önce yapılan retina taraması için kullanılan cihazlara engellilerin ulaşabilmesi de mümkün değil.
Bu eksiklikler bu gün tespit edilmiş eksiklikler değil.
Engelli bir Avukat, aynı zamanda tutuklu bir yakını bulunan Avukat Erhan ÜRKÜT, iki yıldan beri bu eksikliklerin giderilmesi için mücadele ediyor.
Bu eksikliklerin giderilmesi için “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki siyasi parti temsilcileri” ile görüşen Erhan Ürküt, bir sonuç alamayınca 2023 yılında Adalet Bakanlığı’na başvuruyor.
Bu başvurudan da sonuç alamayan Avukat Erhan Ürküt, daha sonra TBMM Kamu Denetçiliği Kurumu’na (ombudsmanlık) başvuruyor.
Erhan Ürküt’ün Engellilerin cezaevleriyle ilgili talepleri:
· Engelli avukatların ve yurttaşların cezaevi giriş-çıkışlarında görüşme yapılacak alana kadar bir refakatçinin eşlik etmesi için yasal düzenlemenin yapılması.
- Engelli avukatların ve yurttaşların cezaevi giriş-çıkışlarında sürekli kullandıkları ilaç veya ek gıdaların girişine izin verilmesi için yasal düzenlemenin yapılması.
- Engelli avukatların ve yurttaşların cezaevi giriş-çıkışlarında kendilerine ait yardımcı sandalye veya diğer taşıyıcıların görüşme yapılacak alana kadar götürülmesi için yasal düzenlemenin yapılması.
- Engelli avukatların ve yurttaşların cezaevi giriş-çıkışlarında her türlü kayıt işlemi ve cihazlarının engellilerinin erişimine uygun hale getirilmesi.
- Engelli avukatların ve yurttaşların cezaevi giriş-çıkışlarında X-Ray ve turnike cihazların geçişinde tekerlekli sandalye geçişine uygun hale getirilmesi.
- Engelli avukatların ve yurttaşların cezaevi giriş-çıkışlarında görüşme yapılacak alana kadar olan sınırlar içerisinde engelli tuvaletin ulusal ve uluslararası standartlara göre yapılması.
Şeklindeydi.
Kamu Denetçiliği Kurumu, Ürküt ’ün bu başvurusunu kabul etti ve ilgili kurumdan görüş alarak bir tavsiye kararı aldı. Kararda, başvurunun kabulüne, tüm ceza infaz kurumlarının engelli erişebilirliği mevzuatı uyarınca denetlenmesi ve eksikliklerin makul bir süre içerisinde giderilmesi istendi.
Tavsiye kararında:
· Kurum girişlerindeki X-Ray ve göz biyometrisi cihazları ile turnike geçişlerinin tüm engel gruplarının erişimine uygun hale getirilmesi;
· Kurumlara tekerlekli sandalye temini, rampa yapımı gibi daha düşük bütçeli makul düzenlemelerin ivedi olarak tamamlanması;
· Kurum girişlerinde görevli çalışanlara düzenli eğitimler verilmesi istendi.
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun bu kararları değerlendiren, Avukat Erhan Ürküt, “Kararın takipçisi olacağını, bununla beraber Türkiye’deki cezaevlerine engellilerin erişimi için ve temel insan hakları ihlallerine karşı mücadele etmeye devam edeceğini” söyledi.
Kurumun kendisinin düşünmesi gereken engellilerle ilgili bu konuları, unutup atladığını varsayalım, Kamu Denetçiliği Kurumu’nun uyarısı üzerinden 2 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen bu konularla ilgili bir çalışma yapılmaması, hiçbir esintinin olmaması ve bir yaprağın dahi kımıldamaması biraz düşündürücü değil mi?
“Cezaevindeki hükümlü ve tutuklular gibi engelli ziyaretçiler de mi cezalandırılıyor?” sorusu akla gelmez mi…?