Son dönemde ülkede ekonomik kriz söylemleri yerini başka gündemlere bıraktı.


Türkiye’de zaten bir sorun en fazla 2 ay sürer gündemde sonra unutulmuş gibi üzeri örtülü gibi günlük yaşamda sürekli karşılaşıyor olsak bile yokmuş gibi davranırız.


Sanki çay ucuzlamış, gıda ürünleri büyük indirime gitmiş gibi..


Neden böyle unutuverir ve çözüm bulmadan yokmuş gibi davranırız buna hiç bir zaman anlam veremiyorum.


Ancak su götürmez bir gerçek kala ortada.


Yaşadığımız ilçeye şöyle bir baktığımızda kredi borçları, karttan karta "takla attırmak" denilen yöntemle borç taksidi öderken yeni borçlanma yükü, siftah yapmadan dükkan kapatan esnaflar, ekim yaparken tohum gübre ve mazot masrafını borçlanarak elde eden çiftçi ve elbette aylık sabit geliri ile hayatı idame ettirmeye çalışan memur işçi asgari ücretli vatandaş..


Neresinden bakarsanız bakın hayat artık daha pahalı, daha içinden çıkılmaz bir hale doğru sürükleniyor.


Vatandaş bu kadar borçlu iken ülke ekonomisinin iyiye gittiğini söylemek ne kadar içi dolu ve inandırıcı gelir bilemiyorum.


Ama bilinen bir gerçek varsa oda bu borç yükü eninde sonunda devleti ciddi anlamda sarsacak.


O zaman kim kimin elinden tutup kaldıracak?