Acıbadem Eskişehir Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Kurnaz, kalça kemiğinin kan akışının azalması veya tamamen kesilmesi nedeniyle oluşan ve kan akışı yetersizliği nedeniyle kemik dokusunda hasara yol açan ‘kalça avasküler nekrozu’ hakkında önemli bilgiler verdi.

Alerjik reaksiyonlarda artış! Astım ataklarına yol açabilir Alerjik reaksiyonlarda artış! Astım ataklarına yol açabilir

Uzun süreli yüksek dozda steroid kullanımının ‘’avasküler nekroz’’ rahatsızlığına yol açtığına dikkati çeken Doç. Dr. Kurnaz, “Koronavirüs (COVID-19) salgını sırasında steroidler, ağır vakalarda bağışıklık sistemini düzenleyerek ve inflamasyonu azaltarak hastaların durumunu iyileştirmek amacıyla yaygın olarak kullanıldı. Ancak uzun süreli ve yüksek dozda steroid kullanımı, kemik sağlığını etkileyebilir ve avasküler nekroz gibi komplikasyonlara yol açabilir. Steroidler, kan damarlarının daralmasına ve kan akışının azalmasına neden olabilir. Bu durum, özellikle büyük eklem bölgeleri gibi kan dolaşımının kritik olduğu alanlarda sorunlara yol açabilir. Kalça eklemi, vücut ağırlığını taşıyan büyük bir eklem olduğu için kan dolaşımındaki bozukluklar burada daha belirgin hale gelebilir” dedi.

DOĞRU TEDAVİ ÖNEMLİ

Hastalığın en yaygın belirtisinin kalçada şiddetli ağrı olduğunu ve bununla birlikte kalça hareketlerinde kısıtlılık ya da zorlanma hissi ile ilerleyen aşamalarda topallama görülebileceğini ifade eden Doç. Dr. Kurnaz, kalça avasküler nekrozundan korunmak için ise kan dolaşımını artırarak kalça sağlığını desteklemek için düzenli egzersiz ve dengeli beslenme, riski azaltmak için steroid kullanımını sınırlamak ve travmalardan kaçınmak gerektiğini vurguladı.

Doç. Dr. Kurnaz, kalça avasküler nekrozunun ciddi bir durum olmakla birlikte, doğru tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile yönetilebileceğinin, erken tanının tedavi seçeneklerini artırdığının altını çizdi.

TEDAVİ PLANI HER HASTA İÇİN FARKLI

Tedavinin her hasta için farklı olduğunu belirten Doç. Dr. Kurnaz, “Tedavi seçenekleri, hastanın genel sağlık durumu, nekrozun şiddeti, lokalizasyonu ve evresi gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu nedenle, bir ortopedik cerrahın, hastanın durumunu değerlendirmesi ve en uygun tedavi planını belirlemesi önemlidir. Hastanın yaşam tarzı, aktivite düzeyi ve genel sağlık durumu da cerrahi seçeneklerin belirlenmesinde etkili olabilir” diye konuştu.

Doç. Dr. Kurnaz, erken dönem cerrahi seçeneklerini sıralarken, nekroz bölgesine daha iyi bir kan akışı sağlamak ve eklemi desteklemek amacıyla tercih edilen ‘Kemik Grefti (grefonaj)’ prosedürünün, femur başında bulunan nekroz bölgelerine yeni bir kemik parçasının eklenmesini esas aldığını anlattı. Kan akışını arttırmak ve kemik dokusunu korumak için uygulanan ‘Dirilleme (Core Decompression)’ yönteminde, femur başındaki nekroz bölgesinde açılacak küçük bir delik içine özel bir cihazla girilerek basıncın azaltılabileceğini ifade etti.

Doç. Dr. Kurnaz, ‘Osteotransfer (Vaskülerize Kemik Grefti)’ yönteminde kan akışını artırmak için, hastanın kendi kan damarları ile beslenen bir kemik parçasının taşındığını belirtti.

Kök Hücre Tedavisi hastanın kendi yağ dokusundan alınan yağ hücrelerini içindeki stem hücreler kullanılarak nekroz bölgesine enjekte ederek uygulandığını da ifade eden Doç. Dr. Recep Kurnaz, “Bu, yeniden büyümeyi ve iyileşmeyi teşvik etmek amacıyla yapılır. Artroskopik Debridman, eklem içindeki yapıları incelemek ve düzeltmek için kullanılan bir minimal invaziv cerrahi yöntemdir. Nekrozlu alanın temizlenmesi ve düzeltilmesi amacıyla kullanılabilir. Son olarak erken evrede fark edilip müdahale edilmeyen ya da diğer tedavilerden fayda görmeyen ve artroza (aşınmaya) başlamış bir kalça eklemine uygulanacak kalça protezi hastanın ağrısız bir yaşam sürmesine imkan tanıyabilir.” dedi.

İHA