Ankara Büyükşehir Belediyesi basın ofisi tarafından yapılan açıklamaya göre;


Ankara Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Şube Müdürlüğü çalışanları, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde Başkan Mansur Yavaş’ı ziyaret etti.


Başkanlık makamında gerçekleşen ziyarette Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Basın Yayın Şube Müdürlüğü’nün çalışmaları hakkında bilgi veren personelin gününü kutladı.


Ziyarette, Başkan Yavaş’a günün anısına temsili ve sarı renkte ‘basın kartı’ hediye edildi.


(Halbuki artık basın kartlarının rengi de turkuaz oldu)


Daire Başkanlığı’na bağlı Basın Yayın Şube Müdürlüğü’nün çalışanlarının katıldığı ziyarette Başkan Yavaş, “Benim babam gazete bayii idi. Küçük yaşlarda biz gazete büfesinde gazete beklerdik. Büfenin önünde binlerce kişilik kuyruk olurdu” dedi.


Bu işte bir terslik yok mu?


Çalışan Gazeteciler Gününde gazeteciler ziyaret edilir, gazetecilere gidilir ve günleri kutlanır ve de çam sakızı çoban armağanı hediyeler takdim edilir.


Gazeteciler size gelmez, size hediye vermez.


“Selamün aleyküm başkanım, Bugün 10 Ocak Çalışan gazeteciler günü. İyi ki varız. Bizim gazeteciler günümüz kutlu olsun” mu denildi acaba?


Bir gazeteciler günü haberi de Polatlı’dan verelim


Bu olayda gazeteciler kendi gazetelerinde ziyaret ediliyor.


Yani doğru olan yapılıyor.


Bu kez gazeteciler başkasının ayağına gitmemiş.


Polatlı’da bir siyasi parti Gazeteciler Günü münasebetiyle gazeteleri ziyaret etmiş.


Ama nasıl olduysa tam Cuma Namazı Vaktinde yapmış bu ziyareti. Günün Cuma olduğu ve vaktin Cuma Namazı vakti olduğu dikkatlerden kaçmış.


İçlerinde hiç Cuma’ya giden biri yok mu “Bu vakitte ziyaret pek uygun düşmez” dememiş mi?


Bunun için ne desek ki?


Aman boş verin hiçbir şey demeyelim. Desek ne olacak. Düşünmeden yapmışlar bir kere.


Benzer olaylar için biz nezaketen uyarmış olalım Cuma günü yapılacak Ziyaretlerin Cuma Namazı vaktine denk getirilmemesini için.


Ama yine de kendi bilecekleri bir şey…


Bu arada sorumlu gazetecilik örneği sergileyerek sizi de her konuda aydınlatmam gerekiyor.


Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2020 yılı için belirlediği çevre cezalarının artık yeni tarifeye göre tahsil edileceğini hatırlatıvereyim.


Buna göre, konutlarda vatandaşın sebep olduğu gürültü kirliliğine yönelik uygulanan 1192 lira ceza miktarı, yeni yılda 1461 liraya yükseldi.


“Yok Aga, ben kimseyi dinlemem!” diye evde gürültü patırtı yapmaya devam ederseniz yaklaşım bin 500 gaymeyi hazır edin.


Bizim ülkemizde pek önemsenmeyen yere çöp atmanın cezası da 351 lira oldu.


Hava kirliliğine sebep olan işletmelere verilen para cezası 72 bin 197 liradan 88 bin 499 liraya çıkarıldı.


Ben sizi bilgilendirmiş olayım da siz bilirsiniz ne yapacağınızı.