NEREYE SAVRULUYORUZ? (43) HAİN FETÖ KALKIŞMASI SONRASINDA GELİŞEN OLAYLAR
Bu hain ve akılsızca yapılan silahlı kalkışmanın bastırılmasında halkımızın kahramanca direnişinin büyük etkisi olmuştur ama esas kanlı çatışmalar Genel Kurmay binasında, Özel Harekat Birliklerinde, TSK’lerinin başta İstanbul olmak üzere diğer bazı şehirlerinde bulunan Askeri Birliklerde, Emniyet ve Jandarma birimlerinde meydana gelmiştir.
Örneğin Ankara Akıncı Üssünden uçakların kalkışları, yine Hv. K. K. Lığına bağlı kahraman subay, astsubay ve erler tarafından önlenmiştir. Eskişehir’den havalanan özel bir Hava gücü Akıncı Üssüne bu amaçla sevk edilmiş, atılan roketlerle pistler tahrip edilerek “FETÖ” hainlerinin yapacakları hava harekatları önlenmiştir.
“FETÖ” hainleri tarafından TSK’lerinin Özel Harekat Birliği, bir hain General tarafından ele geçirilmek istenmiş ama bu birliğin kahraman komutanı, yine kendisi gibi yiğit ve cesur olan Emir Astsubayına “canı pahasına” hain generali vurma emri vermiştir. Ölümü göze alarak, bu görevi yerine getiren Kahraman Şehit Astsubay Ömer Halisdemir bugün tüm Türk milletinin kalbinde huzur içinde uyumaktadır.” Ebediyyen de anılacaktır.
*
Ertesi gün bu hain “FETÖ” kalkışmasına katılan, başta eski Hv. K. K. Orgeneral Akın Öztürk olmak üzere ne kadar potansiyel suçlu varsa hepsi (sille, tokat) yakalanıp hakim huzuruna çıkarıldı. Sonuç olarak bugüne değin hepsi hapishanelerde cezalarını çekiyorlar.
*
Ama bu başarısız “FETÖ” kalkışması sonucunda Türkiye’de çok önemli tarihi bir değişiklik oldu ve yeni bir süreç başladı.
Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu süreçten güçlenerek ve bambaşka bir kişiliğe evrilerek çıktı. Kendisinin hayatta kalmasının yanında, o gece jet uçaklarının “aptalca ve düşmanca” Yüce Meclisi bombalamasını da siyaseten (ki haklı olarak) kendi lehine kullanması sonucunda, yeni sert yönetim düzenini hayata geçirdi.
İlk olarak “Cumhurbaşkanlığı Kararname” yayınlama dönemi başladı. Bu kararnamelerle aylarca hatta yıllarca, “FETÖ” ye yardım ve yataklık yaptığı Cumhuriyet Savcılarınca tespit edilen kim varsa, derhal tutuklanarak ceza evlerine dolduruldu. Bu uygulama o kadar sert oldu ki; örneğin “FETÖ” nün bankası olarak kabul edilen “ASYA FİNANS” a evinin kirasını yatıran masum vatandaş gibi bu şebekeyle yakından, uzaktan hiçbir ilgisi bulunmayan kişiler dahi tutuklandı. Şüphe üzerine birçok devlet memuru açığa alınıp tutuklanarak ceza evlerine gönderildi. Hiçbir suçu tespit edilemeyen aileleri ise yıllarca gelir kaynağından mahrum edilerek, sefalet içinde bırakıldı. Son yıllarda ise kararnameler yoluyla FETÖ şüphelisi olarak değerlendirilen toplu tutuklamaların hızı oldukça kesildi denilebilir.
*
Yorum: Önce, ülkemizi inanç sömürüsü yoluyla onlarca yıl adım adım felakete sürükleyen hain “Fethullahçı Terör Örgütüne” ve benzerlerine şiddetle lanet okuyorum. Sonra da bu yapılanmayı, devlet bünyesinde her türlü inceleme ve istihbarat olanaklarına sahip bulunan siyasi iktidarın, bu hain girişimi nasıl da önleyemediğini sorguluyor ve bilinçli veya bilinçsiz hatalar yapıldığını düşünüyorum.
*
Bir de hain kalkışma gecesi, şükürler olsun ailesiyle birlikte sağ salim İstanbul Atatürk Hava Limanına ulaşan Sn. Cumhurbaşkanımız R. T. Erdoğan’ın, halkımızı gözü dönmüş eli silahlı, tank, zırhlı araç ve uçaklarla aklına esen her yere düşmanca saldıran bu hainlerin üzerine; ülke demokrasisine ve cumhuriyete sahip çıkılması için sokaklara dökülmesini kısmen doğru bulmakla beraber, bunun yerine; ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başkomutanı olarak; görevlerini derhal yapması, hainlerin yok edilmesi için TSK’lerine kesin emir vermesinin daha doğru olacağını, belki de bu yolla sivil halktan daha az can kaybı olabileceğini düşünüyorum.
Not: TV haberlerinden, 21 Ekim 2024 günü FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen’in ABD’nin Pensilvanya Eyaletindeki çiftliğinde öldüğünü öğrendik. Ülkemiz ve dünya “din üzerinden bir kişinin ülkesine ve insanlığa nasıl bir kötülük yapabileceğini” gördü ve öğrendi. Umarım ders alınır…