Balıkesir’in Ayvalık ilçesine 8 kilometre uzaklıkta, büyük kayalık tepelerin üzerinde yükselen Şeytan Sofrası, yalnızca büyüleyici manzarasıyla değil, aynı zamanda gizemli efsaneleriyle de ziyaretçilerini etkiliyor. Her yıl binlerce turistin uğrak noktası olan bu eşsiz tepe, anlatılan efsaneler sayesinde adeta mistik bir havaya bürünüyor. Peki, bu efsaneler neler mi? İşte Şeytan Sofrası’nın sırlarla dolu hikâyeleri…
PENELOPE’NİN SOFRASI
Rivayete göre, 1500’lü yıllarda bölgede yaşayan Rum halkından Penelope, kiliseye karşı geldiği için “şeytan” ilan edilir ve köyden kovulur. Çaresiz kalan Penelope, bu tepeye yerleşir. Uzun süren kıtlık yıllarında köylüler onu suçlayarak linç etmek için tepeye çıkar. Ancak Penelope, aç köylüler için görkemli bir sofra kurar. Sofranın zenginliği karşısında öfkelerini unutan köylüler, karınlarını doyurur ve Penelope’nin kaçmasına izin verir. Bu olaydan sonra tepe, halk arasında “Şeytan Sofrası” adıyla anılmaya başlanır.
ŞEYTANIN ÜÇ AYAK İZİ...
Bir başka efsaneye göre ise, cennetten kovulan şeytanın üç ayağı olduğuna inanılır. Bu ayak izlerinden birinin Ayvalık’taki Şeytan Sofrası’nda, diğerinin Kazdağları’nda (İda Tepesi), üçüncüsünün ise Midilli Adası’nda bulunduğu söylenir. Tepede yer alan ve şeytanın ayak izi olduğuna inanılan kayalık alanın etrafı bu yüzden demir parmaklıklarla çevrilmiştir. Ziyaretçiler buraya gelip dilek diler, ayak izine bozuk paralar atar.
DOĞAL BİR MİRAS
Efsanelerin gölgesinde gizemini koruyan Şeytan Sofrası aslında jeolojik açıdan da özel bir yapıdır. Tepenin oluşumu, sönmüş bir volkanın lav birikintilerinden kaynaklanır. Düz ve yuvarlak yapısı da sofrayı andırdığı için bu isimle anılmıştır.
Gerek mitolojik hikâyeleri gerekse eşsiz Ayvalık ve Midilli manzarasıyla Şeytan Sofrası, doğa severler ve fotoğraf tutkunları için unutulmaz bir ziyaret noktası olmayı sürdürüyor.