Adanın en yüksek noktalarından birinde yer alan değirmenler, 1600’lü yıllarda bölge halkının un ihtiyacını karşılamak için inşa edildi. Rüzgârın gücünü kullanarak un üreten bu yapılar, uzun yıllar boyunca Cunda’nın yaşamında önemli bir rol oynadı. Aradan geçen yüzyıllara rağmen ayakta kalmayı başaran değirmenler, bugün adanın köklü tarihini hatırlatan nadide eserler arasında bulunuyor.
Zamanın etkisiyle yıpranan değirmenler, yapılan restorasyon çalışmaları sayesinde yeniden işlev kazandı. Bugün bu tarihi yapılardan biri kafe, diğeri ise kütüphane olarak ziyaretçilere kapılarını açıyor. Böylece değirmenler yalnızca korunmakla kalmadı, aynı zamanda adanın sosyal ve kültürel yaşamının da bir parçası haline geldi.
Cunda’nın yel değirmenleri, geçmişle günümüz arasında bir köprü kuruyor. Turistler ve yerli halk için önemli bir uğrak noktası olan bu yapılar, Cunda’nın kültürel mirasının en değerli simgelerinden biri olmayı sürdürüyor.