Çocuğu doğurmak ve karnını doyurmak önemli değildir. Önemli olan çocuğun gönlünü doyurmaktır. Farkında olmadan çocuklarımıza karşı öyle sözler söylüyoruz ki, yıllarca hatta bir ömür boyu sürecek kişilik bozukluklarına ve özgüven yoksunluğuna yol açabiliyoruz.





Amerika'da bir mucit profesöre, kendisini diğer insanlardan farklı kılan sebebi soruyorlar, başarısının sırrını söylemesini istiyorlar. Çok ilginç bir cevap veriyor :





'"Başarımın sırrı annemin 6 yaşımdayken bana takındığı bir tavırdır. 6 yaşımdayken buzdolabından süt alırken süt şişesini düşürüp kırdım.





Annem olayı görünce beni dövmedi, kızmadı. Aaaa Henri sütten ne güzel bir göl oluşturmuşsun. Bu gölde benimle biraz oynamak ister misin?"





Bir süre oynadıktan sonra annem :





"Biliyor musun Henri, herkes kendi yaptığı şeyleri kendisi toplamalıdır. Şimdi bu süt gölünü temizlemek için benden sünger mi istersin, havlu mu ?"





Elimden geldiğince dökülen sütü temizledikten sonra annem beni bahçeye çıkardı. Süt şişesinin, düşürmeden nasıl taşınacağını bana gösterdi. Bu olay benim diğer insanlardan farklı olmamı sağlamıştır"





Evet, mucit profesör başarısının sırrını bu şekilde ifade ediyor. Bu olay sadece ona mahsus bir özellik değildir. Onun annesi büyük bir eğitimcidir. Çocuğunun kendisine olan güven duygusunu yıkmadan bir şey öğretmiştir.





Şunu kabul etmeliyiz ki, hata yapmaktan korkan bir insan hiçbir şey yapamaz. Çocuğun hata yapmaktan korkmayacağı bir ortam oluşturmak biz büyüklerin en büyük görevlerinden biridir. Böylece çocuğun girişimcilik ruhunu öldürmemiş oluruz.





Bugün toplumumuzdaki kişilik bozukluklarının sebebi ailelerin eğitim hatalarıdır.