Dünya ve ülkemizde insanlık tarihinin yaşanan en etkili kitlesel hastalığı bu sıralar en çok konuştuğumuz, bizi ve hayatımızı baştan aşağıya değiştiren görülmemiş bir sıkıntı..

Öyleki sosyal hayatımızdan ekonomiye, aile ilişkilerimizden bireysel psikolojimize kadar her konuda adeta deprem etkisi yarattı.

Ülkeler birbiri ardına bu savaşta en başarılı mücadeleyi sergilemek için, insanlığı yeniden sağlığına kavuşturmak için var gücüyle bilimin önderliğinde çareler arıyor.

Fakat gelen son haberler virüsün mutasyona uğradığı yönünde ve aşı ile kazanılan antikorlardan kaçma niteliğine büründüğü yönünde.

Eğer son çare olarak baktığımız ve gördüğümüz aşı bu virüsü yenmekte çare olamaz ise ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalabiliriz.

Bunun yanında tüm bilimsel araştırmalar şöyle dursun aslında virüsü yenmek adına en etkili yöntemin kendimizi korumak olduğu aşikar.

Maske, hijyen ve en önemli kural sosyal mesafeye uyduğumuzda hastalık bize asla ama sla ulaşmıyor.

Bunu en önemli mücadele yöntemi olarak önce bireysel ardından da toplumsal bir disiplin içinde yapabilirsek, zaten hastalığa karşı 1-0 önde olur ve bilimin daha rahat çözüm bulmasına imkan ve zaman yaratmış oluruz.

Aylardır söylüyoruz ve yazıyoruz, hadi yineleyelim;

Virüs bizden güçlü değil!

Maskemizi takar, hijyene dikkat eder ve sosyal mesafemizi ayarlarsak bu savaşı biz kazanırız..