Toplumsal olarak yaptığımız işin gereği olarak pek çok olayla karşılaşıyor, yaşadığımız şehir başta olmak üzere, ülkemiz için en iyiyi hedefleyen bir misyon gömleği giyiyoruz.

Gazetecilik, elbette sadece yazıp çizmek yada bulduğunuz bir haberi okurlarınızla paylaşmak manasına gelmiyor.

Tam aksine, insanları bilinçlendirmek, toplumsal bilince katkıda bulmayı da beraberinde getiriyor.

Şine öyle bir hikaye paylaşmak istiyorum sizinle, günlük yaşamımızda toplumsal değreleri çekirdek aile ve bireylerden oluşan koca bir insanlığın içindeki tek bir zerreyi kurtarmanın nasıl tetikleyici bir etken olduğunu anlatmak adına.

“Adam,bir haftanın yorgunluğundan sonra Pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü.

Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba oğluna söz vermişti bu hafta sonu sinemaya götürecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim dedi sonra düşündü:

-Ohh be kurtuldum en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez.

Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi ve “baba haritayı düzelttim,artık sinemaya gidebiliriz”dedi.

Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hala hayretler içindeydi ve bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk şu cevabı verdi:

– Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı.

İNSANI DÜZELTTİĞİM ZAMAN

DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELMİŞTİ.