Konuk köşe yazarlarımızdan Mustafa Karaoğlu'nın "Aklı Olmadıklar" yazısı sizlerle.

En kıymetli dediğimiz ve bazen en sevdiklerimize bile  ayırmakta zorlandığımız zamanlarının, neredeyse bütününü dünyadaki belki de hiç görmediği tanımadığı insanların en iyi koşullarda yaşayabilmesi için fikirler üretmeye çalışarak geçiren “aklı olmadıklar”ımız var bizim. Onlar deli. 
    Hesaba kitaba aklı ermez, beş dakka öncesini hatırlamaz, yaptığı ileriye dönük planlarının içine kendilerini katmayı unutur bilerek yalnız bırakırlar kendilerini. Sonra da başlarına gelen onca çilenin arasında olmadık dalgayı geçerler kendileriyle acımadan. Ve tekrar unutur olanları zamanın epey gerisindeki kafalarıyla herşeyi halledebileceklerini düşünerek önce bir yol bulur sonra da yola yakışacak yolcuları. Yeni hikaye hayırlı olsun.
   Dostlarının gücünden ve yüreğinden emin olan deliler, birliğimizdeki en eğlenceli askerlerdir. Biraz unutkanlardır. Bunu bildiklerinden söz vermez verseler de günü gelince geri hatırlatmanızı isterler. Üst üste 2 den fazla düzenli soruya cevap verilmesi gereken sorumlulukları üstlenmezler. Bunun sebebi unutan akıllarıdır. Unutur da yanıltırsam yanlış cevap verip yalancı durumuna düşersem diye kabul etmezler bazı vazifeleri. Akıllıyım diye ortalıkta dolanan müsvettelerin büyük kısmından zeki olsalar da, günümüz yalancılarıyla mücadeleyi doğru bulmaz bizim delilerimiz. Oturduğu her sofrayı vatanı bilir. Bir yanı şeref, bir yanı  namus, biri nasibi ise, biri de dürüstlüktür canı pahasına savunduğu değerlerinin. Hem kıymet verdiği düşüncelerin hem de de içine kurduğu yuvalarının zarar görmemesi için akla gelmeyecek mücadeleleri vardır kendilerinden başka kimsenin bilmediği.
   Delilerin hisleri çok kuvvetlidir. Kararlarında çok yanılmazlar.    
   Deliler sadece kimseye yanlış yapmamış olmanın ,kendilerine de yanlış yapılmasını engellemeye yeteceğini düşündüklerinden hep güvende hissederler kendilerini. Bunun aptalca olduğunu da yine kimse anlatamaz onlara . 
   Hayalleri genelde serbest çalışsa da, sistemde deliler harici bir kişi bile olsa güvenliğe ihtiyacı olduğunu düşünür ve çevresinden gelişen olayları hep olup olabilecek en kötü tarafıyla değerlendirirler.  Olmamış, belki de hiçbir zaman olmayacak kötü senaryolarla dolu bir sürü hikaye tadında tatbikat metini yazar savunma planları kurarlar. Her ihtimaline karşı hazırlandığı şeyler birazdan başınıza gelecekmiş gibi anlatarak, gününüzü mahvedebilirler. belki onları da deli yapan şey çok eskiden mahvolmuş hayatlarıdır. Belki sevdiklerinin de aynı şekilde yaşayarak öğrenmelerini aynı acıyı çekmelerini istemedikleri için hoş karşılanmasa da durmadan bilgi aktarmaya çalışırlar.  
   Sevinç, üzüntü, korku gibi duyguları hissetseler ama; bu duyguları her zaman birbirinden ayıramadıklarından olaylara verdikleri tepkileri bazen ölçüsüz ve yersiz olabilir. Aklı olmadıkların ileriye dönük anlattığı gerçekten daha gerçekmiş gibi dinlediğimiz kötü senaryolu kurgular her zaman başımıza gelmeyebilir. Her zaman ısrar etmezler hikayelerinin kabul görmesi için ama ısrar ettikleri düşüncelerin dinlenmesini ve saygı görmesini isterler. Çünkü gönüllü yaşanmış bazı ızdırapların ilerde olacak gerçek acıları önleyeceğini düşünürler, bunun için de  bazen gönül birliğine ihtiyaç duyar ve sadece sevdiği güvendiği insanlardan yardım isterler. 
   Kendilerini zaten kayıp olarak kabul ettiklerinden kaybetmekten hiç korkmazlar. Konular ne kadar korkunç ya da ne kadar ciddi olarak başlarsa başlasın olaylar kendi istedikleri güzergahta ilerlemezse kabul etmez, üşenmez taa en baştan herkesin kurallara uyacağı uyum içinde hareket edene profesyonel bir ekip çalışmasına dönüştürene ve ilerde anlatırken unutmayacağı sadelikte hatıralar haline getirene kadar da uğraşırlar işin sonunda Bela dediğimiz durumları güzel bişeymiş, komikmiş gibi anlatır öyle de hatırlarlar. 
   Anlayışlı olmaları ve güzel anlatımlarıyla insanların sevgisini çok hızlı kazanabilirler ve kısa bir süre içinde istediği her türlü , kaç tane olursa olsun her aklı birleştirebilecek bir ortak nokta bulabilirler. Herkesi bir araya topladıklarından emin olunca da  bu merkezde kendinden daha aklı olmadık birini bulup düzeni teslim eder kurtulurlar oradaki sorumluluklarından.
  Evrensel savaşta vazifeleri asker toplamak olan deliler çok çabuk inanan biri gibi yaklaşıp yalanlarınızı yıllarca dinleyebilir ama hiç bir zaman yalana inanmazlar.  
   Eşiği bir çok insandan yüksek olan aklı olmadıklar, acıdan korkmaz ufak tefek acıları hissetmez hatta küçümserler. Fakat Bahsettiğimiz acı sevdiklerinin ise abartılmış empati yetenekleriyle, kendi hayatlarını çok daha büyük acılara boğarak sevdiklerine onları anlayabildiklerini ve hala herşeyi paylaşabileceklerini yalnız olmadıklarını ifade ederler. Yoluna yardım edemezse de yoldaşı olur yalnız bırakmazlar.
   Dışarıdan gelen Olaylar karşısında Herşeyi planladıklarını ve herşeyi halledebileceklerini söylerler, doğrudur da . Hatta birden fazla sorunu birbirine bağlamış, aynı anda çözümleri için de onlarca eşsiz akıllı plan oluşturmuşlardır. ama hatırlayamadıklarından plansız çıkarlar sahaya  sadece o anda topladıkları işaretlerle çizdikleri yol haritasıyla vazifenin hakkını vermeye çalışırlar. Evrensel Düzen delilerin kaybetmesini pek fazla istemediğinden işaretleri pek esirgemez delilerden o yüzden fazla zorluk çekmezler. Sonra kendi unutkanlıklarının ne kadar komik göründüğünü düşündükçe hal ne olursa olsun tutamaz kendilerini ve kendilerine ağır şakalar yaparak önce olayı basitleştirir sonra da basit bi olay karşısında nasıl böyle bir hata yaparsın diye hesap sorar cezalar keserler kendilerine. 
  Yönetici gibi görünseler de aklı olmayanlar yönetilmenin daha güvenli  olduğunu bilir önlerinden yürüyene mümkün değil laf söyletmezler. Her zaman bir planları vardır. Hatırlarsa uygular hatırlamazsa hemen yenisini yaparlar. 
   Sarfçılar en çok ne yapacağı önceden kestirilemeyen delilerden korkarlar.
   Ölçüye hesaba aklı ermese de olaylara sanatsal yaklaşımları vardır. Zarar vermek isteyenlere Ölümden kötü sayılacak, dünya da daha önce hiç kesilmemiş cezalar kesebilirler. Hatta sonrasında benzersiz cezanın aslında o kadar da korkunç olmadığına, olaya iyi tarafından bakıldığında o gün orada olmalarının, bundan sonraki hayatlarında suçlu tarafı nelerden kurtaracağını ve yaşanan şeyin Ordaki herkese neler kattığını anlatmaya başlamışlarsa buna kesinlikle ikna ederler. Düşmanlık yapmaya gelmiş insanlar bile sarılır helalleşir öyle ayrılırlar . 
   Hasımlık gütmeyi  bilmezler ama zarar gelebilecek her insanı her olayı nokta nokta öğrenir, unutmamak için de güvendiği insanlara tekrar tekrar anlatır; ki anlatırken hem kendisi kaydetmiş hem de olayların gelişimi hakkında insanlardan bilgi toplamış olsunlar. İşin sonunda herkesle iyi ayrıldıklarından herkes onların arkadaşıdır ve kimseden korkmazlar. Zaten az zarar görecek gibi olsa sistem şike mike bişey yapar izin vermez kalplerinin kırılmasına.
   Deliler herşeylerini kaybetmiş olmasalar bile neyin nerde olduğunu tam hatırlamadıklarından birşeyleri yokmuş gibi yaşarlar. Mal mülk güç vazifeye göre verilir işi bitince hemen geri alınır çünkü bi daha lazım olana kadar onları da kaybedeceklerinden emirdir sistem. 
   İyiliğe olan inançlarının öyle bir gücü vardır ki en kötü kalpliyi bile bir süreliğine iyi olmaya ikna eder, onunla birlikte iyiye doğru güzel hayaller kurarlar. En karanlık yürekte bile minik de olsa bir kıvılcım bir ışık bulup onu nasıl güçlendirmesi gerektiğini anlatmaya çalışır, vazgeçmezler bunu Hiçbir zaman anlamayacak akıllara. Herşeyi bilseler de inanmaktan vazgeçmezler inanmaya olan inançlarınının kutsallığından.
   Yalnızlıktan çok korksalar da hiç yalnız kalmazlar. Kendilerine benzeyenlerden bir bakmışsınız başka bir serüven. Zarar kar ne farkeder önemli olan orda olmaktır çünkü.  
   Ne olduğunu ve tam olarak nereye gittiğini kimsenin bilmediği, hatta varlığından bile emin olunmayan bir yolları vardır. O olmayan yola öyle inanmışlardır ki herkesle çıkılmayacağını bilir, herkes sorsa kimseye tarif bile etmezler.
  Kıymetlidir bizim delilerimizin kalan duyguları.
  Hiç ettirmezler hiç kimseye.