Tarım alanları, meralar, ormanlar, zeytinlikler ve köylülerin özel mülklerini tehdit eden yeni yasa teklifi, Türkiye genelinde büyük tepki topluyor. Köylüler, çevre örgütleri, yaşam savunucuları ve yurttaşlar, yasanın geri çekilmesi talebiyle Meclis önünde bir araya geldi.
Yaşam savunucuları eylem çağrısında bulunarak, “Bu yasa geçerse sadece toprağımızı değil, suyumuzu, gıdamızı ve geleceğimizi de kaybedeceğiz. İçecek su, yiyecek lokma bulamayacağız” diyerek halkı mücadeleye davet etti.
"BİZ BU TOPRAKLARIN SAHİPLERİYİZ"
Eylemciler adına yapılan açıklamada, “Biz bu yasaların etkilediği coğrafyalarda yaşayan, haritalarda yalnızca bir isim ya da rakam değil, gerçek yaşamları olan insanlarız. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında süren yerel direnişlerin ortak sesiyle buradayız” denildi.
Muratdağı Yok Olmasın Platformu Sözcüsü Funda, Gediz, Menderes ve Sakarya nehirlerinin kaynağı olan Murat Dağı’ndaki altın madeni tehdidine dikkat çekti. “Yedi yıldır topraklarımızı ve suyumuzu korumak için mücadele ediyoruz. Ancak bu yasa geçerse Murat Dağı’nın yok edilmesinin önü açılacak” diyerek uyarıda bulundu.
"TOPRAĞIMIZI VERMİYORUZ, VERMEYECEĞİZ"
Yasa teklifine karşı yapılan açıklamada, “Bu topraklar yalnızca harita üzerindeki sınırlar değildir. Ormanı, zeytinliği, merasıyla bir yaşam ağıdır. Ancak bu ağ, tek bir yasa ile parçalanmak isteniyor” denilerek torba yasa teklifine sert tepki gösterildi.
13 Haziran’da Meclis’e sunulan yasa teklifinin, doğaya ve halka ait değerleri özel şirketlerin hizmetine sunmayı amaçladığı ifade edildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Yaşamı koruyan yasalar birer birer işlevsizleştiriliyor. Meclis komisyonları halka kapılarını kapatırken, şirket temsilcilerine açıyor. ÇED süreçleri etkisiz hale getiriliyor. Ormanlar, meralar, zeytinlikler maden ve enerji yatırımlarına açılıyor. Kamulaştırma adı altında köylü topraklarından ediliyor. Yeni düzenlemeyle mülk sahibinin onayı olmadan tapular el değiştiriyor. Bu açıkça halkın mülksüzleştirilmesidir.”
GÖKÇAYAZI'DAN "AĞAÇLARIMIZ YOK OLUYOR" TEPKİSİ
Gökçeyazı’dan eyleme katılan bir yurttaş, “Ağaçlarımız kesildi, dağlarımız düzleştirildi. Siyanür havuzu kurmak için bütün topraklarımızı zehirleyecekler. Üç yıldır buna karşı direniyoruz” sözleriyle durumu özetledi.
Rize’den gelen bir başka yurttaş ise Karadeniz’de yaşanan tahribata dikkat çekti:
“Samsun’dan Artvin’e kadar Karadeniz’in ortalama %87’si madencilik faaliyetlerine açılmış durumda. Tarım alanlarımız, yaylalarımız, çay ve fındık bahçelerimiz delik deşik edilmek isteniyor. Dünyaca ünlü Anzer Balı’nın üretildiği köyde bile maden projesi gündemde. Toprak olmadan vatan, yaşam olur mu?”
"BİR TEK MADDESİNE BİLE GEÇİT VERMEYECEĞİZ"
Son olarak yaşam savunucuları, söz konusu yasa teklifinin yalnızca doğaya değil; adalete, eşit yurttaşlığa ve ortak geleceğe yönelik bir saldırı olduğunu belirtilerek, “Bu yasa tarımı, hayvancılığı bitirir; halkı yoksulluğa ve açlığa mahkûm eder. Biz bir tek maddesine bile geçit vermeyeceğiz. Toprağımızı, suyumuzu, doğamızı sonuna kadar savunacağız” şeklinde ifade edildi.