Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, Arıcılık Ekonomisi Bilim Komisyonu tarafından hazırlanan ‘2025 Yılı Bal Maliyeti Raporu’nu düzenlenen basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı. Arıcılığın yalnızca bir üretim faaliyeti olmadığını vurgulayan TAB Başkanı Şahin, sektörün tarım ve gıda güvenliği açısından kritik bir rol oynadığını belirterek, “Arıcılık, ülkemizde yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda bitkisel üretimin sigortası, biyolojik çeşitliliğin teminatı, kırsal ekonominin temel taşıdır. Ancak bu kadar stratejik öneme sahip bir sektörün büyüyememesi, üretim ve üretici sayısının azalması yalnızca arıcıları değil, doğrudan tüm toplumu ve gıda sistemimizi etkiler” diye konuştu.
ARICILIK SEKTÖRÜ MAZOT DESTEĞİNDEN YOKSUN
Tarımın diğer alanlarında çok yönlü destekler verilirken arıcılığın yalnızca kovan başı destekle sınırlı kaldığını söyleyen Şahin, “Bitkisel üretimde mazot, gübre, tohumluk; hayvancılıkta ise yem, aşı, yatırım gibi kalemlerde çok yönlü destekler verildiğini görüyoruz. Ancak arıcılık ne yazık ki sadece kovan başı desteklemeyle sınırlı kalmış durumda. Oysa arıcılık, yalnızca bir üretim faaliyeti değildir. Arıcılığın, gıda güvenliği, tozlaşma ve ekosistem dengesi açısından taşıdığı rol çok büyüktür. Gezginci arıcılığın bu süreçteki potansiyeli de son derece yüksektir. Ancak sektörümüz hâlâ mazot desteğinden yoksun” ifadelerini kullandı.
BALIN MALİYET 355 TL, SATIŞ FİYATI 230 TL
TAB Bilim Komisyonu’nun 2025 yılı maliyet analizine göre, 1 kilogram kır çiçeği balının ortalama üretim maliyeti 325 TL olarak belirlendi. Mevsim koşullarının olumlu seyretmesiyle bu yıl kovan başına 15–17 kilogram arasında bal verimi bekleniyor. Ancak bazı işletmelerde maliyet 355 TL’ye kadar çıkarken, 2025 yılı için öngörülen ortalama satış fiyatı sadece 230 TL seviyesinde kalıyor.
Sektörün gıda güvenliği açısından karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden birinin “taklit ve tağşiş” olduğunu dile getiren Şahin, “Ekonomik açıdan taklit ve tağşişli bal fiyatları düşürüyor. Gerçek üretici rekabet edemiyor. Tüketiciye sunulan bazı balların içerisine şeker şuruplarının eklenmesi ya da arı görmeden tamamen fabrikasyon şekilde bal üretimi yapılması, yalnızca tüketici sağlığını değil, emeğiyle üretim yapan gerçek arıcıları da doğrudan mağdur ediyor” şeklinde konuştu.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın denetimlerini sıkılaştırdığını hatırlatan Şahin, “Biz alın teriyle, bin bir emekle dağda, kırda, ovada bal üreten arıcılarımızın ürününün, merdiven altı üretimle aynı rafta satılmasına itiraz ediyoruz. Bu noktada hem tüketici bilincinin artırılması hem de denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz” ifadelerine yer verdi.
"ARI YOKSA TARIM DA YOK”
Arıcılığın ülke tarımında vazgeçilmez bir unsur olduğunun altını çizen Şahin, “Arıcılık, yalnızca bal üretmek değildir. Arıcılık, tarımın sigortasıdır, biyoçeşitliliğin teminatıdır, kırsalda tutunmaya çalışan binlerce ailenin yaşam biçimidir. Ancak bugün geldiğimiz noktada, küçük işletmelerimiz üretimi sürdüremez hâle gelmiştir. Bu artık yalnızca bir üretici sorunu değil, ulusal düzeyde bir tarım ve gıda güvenliği meselesidir. Arı yoksa tarım da yoktur. Eğer arıcılığımıza sahip çıkmazsak, sadece bal değil, meyve, sebze ve tarımsal üretimin tamamı tehlikeye girecektir” ddiyerek açıklamalarını sonlandırdı.