Türkiye genelinde son yıllarda kene vakalarında artış yaşandı. Kene ile mücadele etmek amacıyla ise Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü tarafından doğaya binlerce keklik salındı. Kekliklerin kenelerle mücadeledeki rolü de sıkça tartışılan konular arasında yer alırken, son noktayı Avcılık ve Yaban Hayatını Koruma Konfederasyonu (AYHAK) Genel Başkanı Selim Şahin koydu. AYHAK Başkanı Şahin, “Keklik kene yemez. Keklik, kene taşır. Keklik, hastalıkların yayılmasında rol oynayan önemli bir etkendir” dedi.
“KEKLİK KENE TAŞIYAN BİR HAYVANDIR”
Polatlı Postası İnternet Haber Sitesi’ne özel değerlendirmelerde bulunan AYHAK Başkanı Selim Şahin, kamuoyunun yanlış yönlendirildiğini belirtti. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü tarafından bazı bölgelerde doğaya binlerce kekliğin salınması, kamuoyunda kenelerle mücadele için atılmış bir adım olarak değerlendirildi. AYHAK Başkanı Şahin ise, bu uygulamanın çok yanlış ve riskli olduğunu açıkladı. Başkan Şahin, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Kamuoyunda yaygın olarak kekliklerin kene yediği sanılıyor. Oysa bu, tamamen doğru bilinen yanlışlardan biri. Keklik, kene yiyen değil, aksine kene taşıyan bir hayvandır. Ölü bir kekliği elimize aldığımızda, üzerinde onlarca kene olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Eğer keklik gerçekten kene yiyor olsaydı, önce üzerindeki keneleri yerdi. Sürü halinde gezen keklikler birbirlerinin üzerindeki keneleri temizlemiyor.”
"SAĞLIK RİSKİ KEKLİKLERİN OMUZLARINA YÜKLENDİ”
AYHAK Başkanı Şahin, kekliklerin kene ile mücadelede etkisiz olduğu gibi, yanlış uygulamaların hastalıkların yayılmasını kolaylaştırdığına dikkat çekti. Türkiye genelinde keklik ve tavukların olduğu yerlerde kene görülmeyeceği yönünde yanlış bir algı oluşturulduğunu savunan Şahin, şu ifadeleri kullandı:
“Adeta tüm sağlık riski kekliklerin omuzlarına yüklendi. Keklik üzerinde kene taşıyan, hatta bunları başka bölgelere yayabilen bir canlıdır. Keneler, sıcak ve canlı bir bedene yapışma eğilimindedir. Keklik bir bölgeden aldığı keneyi, başka bir yere götürerek hastalığı da oraya taşımış olur. Bu insan sağlığı açısından çok büyük bir risk.”
DOĞAYA SALINAN KEKLİKLERİN HAYATTA KALMA ŞANSLARI YOK
Tarım ve Orman Bakanlığı ile DKMP tarafından yürütülen keklik salımı projelerine de eleştirilerde bulunan Şahin, doğaya bırakılan kekliklerin büyük kısmının kısa sürede yaşamını yitirdiğinin altını çizdi. Şahin, “Kafeste ya da kümeste yetiştirilen keklikler doğaya salındığında, doğada hayatta kalma şansları yok denecek kadar azdır. Üzerinde hiç kene olmayan bu keklikler, doğaya bırakıldıkları anda kene taşıyıcısı haline gelir. Örneğin bir bölgede kene varken diğerinde yoksa, salınan keklikler keneyi temiz bölgelere de taşımış olur. Bu da hastalıkların yayılmasını kolaylaştırır” diye konuştu.
BİLİMİN DIŞINA ÇIKILMAMALI
Kene ile mücadelenin bilimsel yöntemlerle sürdürülmesi gerektiğini söyleyen Şahin, keklik yerine hindi ve tavuk gibi türlerin desteklenmesini önerdi. Şahin, “Hindilerin ve tavukların yumurtasından ve etinden yararlanır hem de çevredeki parazit ve haşerelerle etkili bir mücadele edilmiş olur. Keklik kene yemez. Keklik, kene taşır. Keklik, hastalıkların yayılmasında rol oynayan önemli bir etkendir” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.