Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, 28 Şubat'la hesaplaşmanın, sadece geçmişi sorgulamakla değil, milli kaynakları doğru yönetmek, üretim ekonomisini teşvik etmek ve halkın ekonomik haklarını savunmakla mümkün olduğunu vurguladı. Arıkan, gerçek hesaplaşma, Erbakan'ın izinde gitmekle olur" dedi.
"TÜRKİYE'NİN KENDİ ÇIKARLARINI KORUMASI GEREKİYOR"
Arıkan, 28 Şubat’ın iki ana sebebe dayandığını ifade etti. Birinci sebep olarak, Türkiye’deki ekonomik sistemin rantiyecilere hizmet ederken, milletin kaynaklarının doğru şekilde kullanılmaması olduğunu belirtti. Bu dönemde halkın hakkının, bankalar ve büyük finansal güçler tarafından hortumlandığını iddia etti. Arıkan, bu yanlış düzenin ortadan kaldırılması gerektiğini ve bunun ancak milli kaynakların doğru yönetilmesiyle mümkün olacağını vurguladı.
İkinci sebeple ilgili olarak, D-8’lerin kurulması ve Türkiye'nin dış politikada bağımsız bir çizgide hareket etme hedefinin 28 Şubat’ta engellendiğini dile getirdi. D-8’ler, Müslüman ülkelerin bir araya gelerek ekonomik ve ticari işbirliği yapmalarını hedefleyen bir platformdur. Arıkan, bu platformun kurulumunun, dış güçler tarafından engellenmek istendiğini ve Türkiye’nin bu tür uluslararası platformları savunarak kendi çıkarlarını koruması gerektiğini belirtti.
"GERÇEK HESAPLAŞMA ERBAKAN'IN İZİNDE GİTMEKLE OLUR"
Mahmut Arıkan, "28 Şubat’la hesaplaşmak" söyleminin ardında aslında Erbakan Hoca'nın izinden gitmek olduğunu belirtti. Erbakan’ın ekonomik bağımsızlık, milli üretim ve güçlü bir kalkınma modeli üzerine kurduğu vizyonun, 28 Şubat’la hesaplaşmanın temel yolu olduğunu ifade etti. "28 Şubat’la hesaplaşmak, ABD ile stratejik ortaklık yaparak değil, D-8'lere sahip çıkmakla olur. 28 Şubat’la hesaplaşmak, milli varlıkları satmakla değil, Anadolu'yu fabrikalarla donatmakla olur" dedi.
Arıkan, 28 Şubat’ın en büyük tahribatlarından birinin, ülkenin milli değerlerinin ve kaynaklarının yabancı sermayeye peşkeş çekilmesi olduğunu belirtti. Buna örnek olarak, Erbakan’ın döneminde hedeflenen denk bütçe ve kalkınma projeleri yerine, bugüne kadar yapılan yanlış yatırımların ve borçlanmaların ülkeyi krize sürüklediğini savundu.
Arıkan, Türkiye’nin 400 bin atanamayan öğretmeni olduğunu ve bunun bir an önce çözülmesi gerektiğini dile getirdi. Ayrıca çiftçilerin, işçilerin, memurların ve esnafın desteklenmesi gerektiğini, bu kesimlerin yaşadığı ekonomik zorlukların giderilmesi için somut adımlar atılması gerektiğini söyledi. Arıkan, emekliler ve asgari ücretlilerin ise açlık sınırına itildiğini belirterek, "Emekliye, asgari ücretliye, taşeron işçiye açlıkla mücadele ettirmenin bir anlamı yok. Milletin hakkı, millete verilmelidir" şeklinde konuştu.
"GÜÇLÜ VE ÇÖZÜM ODAKLI BİR YAKLAŞIM BENİMSENMELİ"
Arıkan, Türkiye’nin sorunlarına karşı kalıcı tedbirlerin alınması gerektiğini belirterek, iktidara tavsiyelerde bulundu. AK Parti yönetiminin, ülkenin karşı karşıya olduğu tehditlere karşı daha güçlü ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini söyledi. Arıkan, "AK Parti yönetimine kimlerin gelip gittiği, kabinede kimlerin yer alacağı gibi konular artık bir anlam taşımıyor. Önemli olan, ülkenin gerçek sorunlarıyla nasıl başa çıkılacağıdır" diyerek, siyasi değişikliklerin halkın sorunlarına çözüm üretmediği takdirde sadece sembolik bir anlam taşıyacağını ifade etti.
Arıkan, Türkiye'nin iç politikasında öfke ve gerilim yerine sağduyu ve diyalog esas alınarak hareket edilmesi gerektiğini belirtti. “İç politikada öfkeyle değil, merhamet ve adaletle hareket edilmelidir” diyen Arıkan, ayrıca israf ve yolsuzluğun mutlaka önlenmesi gerektiğini, Beytü’l-Mal’a sahip çıkılması ve fakir fukaranın hakkının korunması gerektiğini de ekledi. Şeffaf, şaibesiz ve dürüst bir yönetim anlayışının benimsenmesinin ülkenin huzuru ve kalkınması için önemli olduğunun altını çizdi.
"GEREKLİ ALT YAPIYA HIZLICA YATIRIM YAPILMALIDIR"
Ekonomide ise güçlü, hızlı ve yaygın bir kalkınma seferberliği başlatılması gerektiğini belirten Arıkan, Türkiye’nin üretime dayalı bir ekonomik modele yönelmesi gerektiğini söyledi. "Tüketen değil, üreten ekonomi için gerekli alt yapıya hızlıca yatırım yapılmalıdır" dedi. Ülkenin milli kalkınma hedeflerine ulaşabilmesi için sanayi yatırımlarının artırılması ve üretim odaklı projelerin hayata geçirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Mahmut Arıkan, son olarak Türkiye'nin geleceği için toplumsal bir değişim ve dönüşüm sürecine ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. 28 Şubat’la hesaplaşmanın, sadece geçmişin hatalarını gün yüzüne çıkarmakla değil, aynı zamanda geleceğe dönük kalıcı çözümler üretmekle mümkün olacağını söyledi. Arıkan, Erbakan’ın mirasına sahip çıkarak, halkın ekonomik ve sosyal haklarını savunarak gerçek bir hesaplaşmanın sağlanabileceğini belirtti.