Ankara’nın verimli topraklara sahip ilçesi Polatlı’da çiftçiler, hem kendi geçimlerine hem de yerel ekonomiye katkı sağlamak amacıyla Kanola bitkisine yöneldi. İlkbahar aylarında sarı çiçekleriyle tarlaları süsleyen Kanola, sadece yağ üretimiyle değil, arıcılığa sağladığı katkıyla da dikkat çekiyor. Ziraat Mühendisi Suat Musabeşeoğlu, ilçede arıcılığın önemli bir potansiyel taşıdığını belirterek, bölgede yaklaşık 45 civarında aktif arıcılık işletmesi bulunduğunu ifade etti.
Polatlı’daki arıcılarla sürekli iletişimde olduklarını vurgulayan Musabeşeoğlu, “Her ziyaretimizde bizi sıcaklıkla karşılarlar. Polatlı arıcılığı bizim için ayrı bir yerde duruyor” dedi. İlçede özellikle ilkbahar aylarında yoğun şekilde yetiştirilen kanola bitkisi, arıcılık açısından büyük avantaj sağlıyor. Musabeşeoğlu, “Kanola, ilkbahar döneminde arıların gelişimi ve beslenmesi açısından çok önemli bir kaynak. Bu sayede arıların çoğaltılması ve kolonilerin güçlendirilmesi kolaylaşıyor” dedi.
Bal üretim döneminde ise arılar, doğadan da nektar toplayarak kendi yöresel bal üretimini sürdürüyor. Polatlı’da üretilen balların bölgeye özgü özellikler taşıdığını belirten Musabeşeoğlu, bu tür ürünlerde coğrafi işaretin önemine de dikkat çekti. Türkiye'de son yıllarda coğrafi işaret başvurularının arttığını belirten Musabeşeoğlu,, “Coğrafi işaret sadece bir isim değil, aynı zamanda bilimsel verilere dayanan, üretimden paketlemeye kadar belli standartların uygulandığı bir sistemdir” diye konuştu.
'ANKARA BALI' OSMANLI SARAY MUTFAĞINA KADAR UZANIR
Coğrafi işaret alınabilmesi için bazı temel kriterler gerektiğini vurgulayan Musabeşeoğlu, “Ürünün tarihsel geçmişi olmalı, o bölgeye özgü olduğuna dair bilimsel analizler ile desteklenmiş veriler olmalıdır. Aromasından içerik değerlerine kadar farklarını ortaya koyan raporlar ile coğrafi işaret alabilirler” dedi. Bu süreçte il tarım müdürlüklerinin, yerel yönetimlerin, ziraat odalarının, birliklerin, sivil toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin başvuru yapabileceğini belirten Musabeşeoğlu, alınan coğrafi işaretlerin düzenli olarak denetlenmesi gerektiğini söyledi.
Ankara balı özelinde de açıklamalarda bulunan Musabeşeoğlu, başkentin tarih boyunca önemli bir bal üretim merkezi olduğunu belirterek “Ankara balının geçmişi Osmanlı saray mutfağına kadar uzanır. Hatta bazı kayıtlarda ‘Saray balı’ olarak da geçer. İpek Yolu güzergâhında yer alması, florasının zenginliği ve tarihsel üretim geleneği ile Ankara balı, coğrafi işaret açısından ciddi bir potansiyele sahiptir” dedi.
Son olarak, Ankara balının kendine has aromasıyla farklılaştığını belirten Musabeşeoğlu, “Ankara’da üretilen bal, floradaki çeşitlilik sayesinde kendine özgü bir tat ve kıvama sahiptir. Bu da onun, sadece bir bal değil; aynı zamanda kültürel bir değer olmasını sağlar” ifadelerini kullandı.
Bir önceki haberimiz; https://www.polatlipostasi.com/ankara-buyuksehir-belediyesi-aricilikta-yeni-bir-donem-baslatti