Ankara Valiliği koordinasyonunda, Ankara Kalkınma Ajansı’nın destekleri ve Polatlı Kaymakamlığı’nın ev sahipliğinde düzenlenen "Coğrafi İşaret Eğitimi Programı", Polatlı’nın yöresel ürünlerini geleceğe taşıma çabasını bir kez daha gündeme taşıdı. Programa kamu yöneticileri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve üretici temsilcileri yoğun ilgi gösterdi.
"COĞRAFİ İŞARETLER ALMAK İÇİN DAHA FAZLA ÇALIŞACAĞIZ"
Polatlı Kaymakamı Murat Bulacak, açılış konuşmasında ilçenin tarım ve hayvancılık potansiyeline dikkat çekerek, "Pazarda oluşan değerlerin arkasında büyük bir potansiyel yatmaktadır. Polatlı, hem hayvancılık hem de tarım açısından önemli bir merkezdir. Daha önce soğan ürünüyle coğrafi işaret almış bir şehir olarak, bu toplantının da benzer başarılara kapı aralayacağına inanıyorum. İnşallah, bu toplantıların ardından ürünlerimizin değerini artırmak ve yeni coğrafi işaretler almak adına daha fazla çaba göstereceğiz" ifadelerini kullandı.
POLATLI İŞKEMBE ÇORBASINA DİKKAT ÇEKTİ
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık ise coğrafi işaretin sadece ekonomik bir kazanç değil, aynı zamanda bir kültürel miras olduğunu vurguladı. "tanıtılmaması durumunda gelecekte gıda krizleri yaşanabileceği uyarısında bulundu. Artık, "Coğrafi işaretleri ben, atalardan gelen mirasın torunlara devri olarak tanımlıyorum. Bu, sadece bir ürün değil toprakla, emekle, tarih ve kültürle yoğrulmuş bir değer zinciridir" diyen Artık, Türkiye’nin peynir, reçel ve çorba gibi geleneksel ürünlerde büyük potansiyele sahip olduğunu ancak yeterince tanıtım yapılmadığını ifade etti. Artık ayrıca Polatlı’ya olan özel bağını da şu sözlerle dile getirdi:
"Polatlı benim için sıradan bir ilçe değil. Askerliğimi burada yaptım. Her gelişimde o yılları hatırlarım. Polatlı soğanından sonra işkembe çorbası gibi farklı ürünleri de coğrafi işaret kapsamına almak önemli bir adım olabilir."
"HER BÖLGE KENDİ ÜRÜNÜNE SAHİP ÇIKMALI"
Artık, tüketici bilincinin artırılması gerektiğine de değinerek, vatandaşların etiket okumayı bilmediklerini vurguladı. Avrupa’da insanlar coğrafi işaret logosunu görür görmez içeriğini araştırdığının altını çizen Artık, "Bizim de bu konuda farkındalık geliştirmemiz şart" dedi. Artık, lokum ve kahve gibi birçok ürünün başka ülkeler tarafından sahiplendiğini hatırlatarak, "Sahip çıkmazsak, 2100 yılında yiyecek bulamayabiliriz. Devletin coğrafi işaretle ilgili çalışmaları bu yüzden çok kıymetli. Her bölge kendi ürününe sahip çıkmalı" ifadelerini kullandı.
EKONOMİK, HUKUKİ VE DENETİM BOYUTLARI ELE ALINDI
Program kapsamında ayrıca Prof. Dr. Kemal Küçükersan, coğrafi işaretli ürünlerin kırsal kalkınmaya etkisini değerlendirirken, Kemal Çifçi markalaşmanın önemini vurguladı. Prof. Dr. U. Tansel Şireli ise coğrafi işaretli ürünlerin denetim süreçlerine dair teknik bilgiler sundu. Günün sonunda katılımcıların soruları alınarak öneriler değerlendirildi.
COĞRAFİ İŞARETLERDE ÜÇ TEMEL KAVRAM ÖNE ÇIKTI
Toplantıda coğrafi işaretli ürünlerin tanımları detaylı şekilde anlatıldı. Menşe adı, ürünün tüm üretim sürecinin belirli bir bölgeye özgü olmasını ifade ediyor. Mahreç işareti, belirli bir özelliği nedeniyle bir yöreye atfedilen ancak başka yerlerde de üretilebilen ürünleri kapsıyor. Geleneksel ürün adı ise en az 30 yıldır aynı yöntemle üretimi yapılan ürünleri ifade ediyor. Bu kavramların yalnızca teknik detaylar değil, aynı zamanda birer kültürel aidiyet olduğunu belirten Nevzat Artık, Türkiye'nin peynir, reçel ve benzeri ürünlerde büyük potansiyel taşıdığını ancak bunların yeterince tanıtılamadığını dile getirdi.