Kış ayları geliyor ve hala geçen yıllara göre tek dmala yağış almadık.

Sakarya Nehri ve Porsuk Çayı'ndaki su çekilmesi yada kuruması gündemimizden tamamen çıktı.

Çünkü tarımsal sulama ihtiyacı yok!

Oysa Sakarya Nehri ve Porsuk Çayı sadece tarımsal sulama sağlanan bire kaynak değil tak aksine doğal yaşamın en önemli parçası.

Yüz yıllardır süre gelen bu doğal değerler artık sanki sadece tarımsal sulama için dile düşer oldu.

Dünya'nın her bölgesinde küresel ısınmaya bağlı olarak değişen iklim koşulları sebebiyle nehirler, akarsu kaynakları ve tatlı su rezervleri koruma altına alınıyor.

Biz ise sadece seyrediyor ve bütün buninaan oğlunun en önemli yaşam kaynağını içeren, doğal tabitatın yaşam kaynağını yetiştireceğimiz buğday, arpa, soğan yada pancardan ibaret bir bakış açısıyla ele alıyoruz.

Baraj yapıp suyu toplamak depolamak, tarımsal sulamanın hizmetine sunmak için çalışıyoruz var gücümüzle.

Elbette tarım, gıda üretimi hayatımızın olmazsa olmazları arasında.

Ama nehirlerin kuruması ve tarımsal üretim kadar geleceğe dairde endişeler beslemeliyiz.

Dünya su zengini bir gezegen değil.

Su miktarının yüzde 97'si tuzlu su yani okyanuslardan oluşuyor.

Geriye kalan yüzde 3'lük miktar tatlı su ve bu suyun yüzde 90,ana yakını da buzullarda donmuş durumda.

Çağımızda artık pek çok ülkede deniz yada okyanus suyundan tatlı su elde etme tesisleri de devreye girmeye başladı.

Su miktarı azalınca gözümüzü okyanus ve denizlere çevirdik.

Yıl 2021 ve nehirlerimiz göllerimiz kuruyor, yer altı su kaynaklarımız çekiliyor.

Peki ya yıl 2050'de durum ne olacak?

İşte artık çokta uzak olmayan bu gerçeği ve o gerçeği barındıran geleceği konuşmamız ve önlem alma zamanımız hızla geçiyor!