Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Başkanlık konferans salonunda 5-6 Şubat tarihinde "Asrın Afetinin 1. Yılında Afet İletişimi Sempozyumu" gerçekleştiriliyor.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nca düzenlenen sempozyumun açılış konuşmasını, AFAD Başkanı Okay Memiş, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun yaptı. Dün başlayan ve depremin 1. yılı olan bugünde yoğun bir katılımla süren “Asrın Afetinin 1. Yılında Afet Sempozyumu” deprem sürecinde ve sonrasında gelişen önemli durumlara ve alanlara değinildi.
AFET İLETİŞİMİ YÖNETİMİ VE KOORDİNASYONU PANELİ GERÇEKLEŞTİ
Sempozyumun ilk gününde 1. oturum “Afet İletişimi Yönetimi ve Koordinasyonu” üzerine Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel Serpil Aydos moderatörlüğünde yapıldı. Panelde konuşmacı olarak, Afet Yönetimi ve iklim Değişikliği Genel Müdürü İbrahim Özer, Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, Karayolları Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Sağlam ve DSi Genel Müdür Yardımcısı Cengizhan Kılıçaslan yer aldı.
Asrın Afetinin 1. Yılında Afet İletişimi Sempozyumu’nda açılış konuşması yapan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun hangi düzeyde olursa olsun her afetin acil müdahale ve etkili bir süreç yönetimini gerektirdiğine vurgu yaptı. Bu sebeplede bütünleşik afet yönetimi anlayışının hayati değerlerinden biri olan afet iletişiminin devletin stratejik iletişim politikasının en önemli alanlarından biri olduğunun altını çizdi.
FAHRETTİN ALTUN: BİRÇOK ÇALIŞMA GERÇEKLEŞTİRDİK
6 Şubat depremlerinden önce ve aradan geçen bir yıllık süre zarfında da afet iletişimi konusunda bugünkü sempozyuma benzer birçok çalışma hayata geçirildiğini söyleyen Altun bu çalışmaların bazılarını şöyle sıraladı;
Afet İletişimi Çalıştayı, Doğal Afetlerde Uluslararası İşbirliği ve Dayanışma Paneli, Afet ve Kriz Dönemlerinde Habercilik Paneli, Stratcom Afet İletişimi Forumu ve bu kapsamdaki eğitim ve tatbikatlar, Brüksel'de, Avrupa Parlamentosu'nda 'Afetin Yaralarını Sarmak için Dayanışma' Paneli, Washington'daki 'Afet Diplomasisi: Dirençli bir dünya için uluslararası dayanışmayı yeniden kurgulamak' paneli, Tokyo'daki 'Kriz Enformasyonu Yönetimi ve Doğal Afetlerde Halkla İlişkiler.'
Bunların yanı sıra afet ve kriz yönetimi konusunda geçtiğimiz bir yıl içerisinde Türkiye'nin bu konudaki müktesebatına; üç dilde hazırlanan 'Asrın Felaketi' ve 'Asrın Dayanışması' kitapları, 'Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Görüşler ve Öneriler' kitabı, 'Afet İletişim Forumu Hazırlık, Müdahale, İyileştirme' kitabı gibi çeşitli yayınlarının büyük katkısı olduğunu dile getirdi.
"YARALARIMIZI SARALIM KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM EDELİM DEMEDİK"
Yaşanan acı tecrübenin ardından hiçbir zaman, "sadece yaralarımızı saralım ve hayatlarımıza kaldığı yerden devam edelim" düşüncesinde olmadıklarını söyleyen Başkan Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ında bu konuda son derece hassas olduğunu kaydetti. Başkan Altun kaybedilen canları geri getiremeyeceklerini ancak ne olursa olsun büyük devletlerin, bu tür felaketlerden, bu tür olumsuzluklardan önemli dersler çıkaracağına dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi:
“Biz kendi alanımızda, Türkiye olarak Asrın Felaketini afet iletişimi bağlamında da bir milat olarak kabul ediyoruz. Bu itibarla kendimize şöyle bir amaç ihdas ettik. Türkiye'nin afet iletişimi noktasında bulunduğu seviyeyi daha ileriye taşımak, bunun için çok yoğun bir şekilde gayret sarf etmek ve bu alanda akademik ve entelektüel müktesebatı artırmak.”
ÇALIŞMALAR GECE GÜNDÜZ DEMEDEN DEVAM EDİYOR
Kahramanmaraş merkezli depremlerin 11 şehirde 14 milyon kişiyi etkilediğinin altını çizen Altun, devletin arama-kurtarma çalışmalarının hemen ardından hızlı bir imar ve inşa seferberliği başlattığını da sözlerine ekledi. Altun, deprem bölgesindeki 11 şehirde bulunan 930 şantiyede 110 bin 450 personelin gece gündüz farketmeksizin çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti.
Rezerv alanlarda 207 bin, şehir merkezlerinde 50 bin ve hafif çelikten 50 bin olmak üzere toplam 307 bin bağımsız bölümün büyük kısmının ihalesi yapıldığını söyleyen Altun, ihalesi tamamlanan konut ve köy evlerinin inşa sürecinin hızla devam ettiğine değindi.
"CİMER- DEPREM ACİL UYGULAMASINI DEVREYE SOKTUK"
Altun, afetlerde koordinasyonun önemini vurgulayarak, acil müdahale ve kurtarma faaliyetlerinin kurumların ve kamuoyunun acil durum psikolojilerinin doğru yönetilmesiyle gerçekleşebileceğini ifade etti.
Altun sözlerini şöyle sürdürdü:
"Depremin hemen ardından CİMER-Deprem Acil uygulamasını devreye soktuk ve gerek merkez teşkilatımızda gerekse sahada 7/24 esasına uygun bir çalışma düzenine geçtik. Deprem Acil uygulamamızla arama-kurtarma faaliyetleri başta olmak üzere deprem sonrası hasarlı binaların tespiti, depremzedelere yönelik yardımların en doğru ve verimli şekilde dağıtımı, barınma ihtiyaçlarının giderilmesi, güvenlik ve asayiş, eğitim ve sağlık hizmetleri gibi alanlarda, depremzede vatandaşlarımızla devletimizin ilgili kurumlarının sağlıklı bir iletişim içinde olmasını temin etmeye yönelik çalışmalar yaptık.
300 BİN BAŞVURU CEVAPLANDI
Toplamda yaklaşık 300 bin başvuru aldık ve bunları cevapladık. Tüm bunları yaparken gerek ulusal gerekse uluslararası kamuoyunun bilgi alma ve ifade hürriyeti haklarına da azami ölçüde önem verdik. Bu amaçla sahada görev yapan basın mensuplarının çalışmalarını kolaylaştırmak adına deprem bölgelerinde hem ulusal hem uluslararası basın mensuplarına yönelik geçici basın merkezlerimizi devreye aldık."
DEZENFORMASYONA DİKKAT ÇEKİLDİ
Afet sürecinde yapılan dezenformasyon saldırılarının hedeflerine de dikkat çeken Başkan Altun, "Bu dezenformasyon kampanyalarını yapanların amacı, yetkili otoritelere yönelik kamuoyuna güvensizlik duygusu oluşturmak, yanlış bilgiyi dolaşıma sokarak arama-kurtarma ve yardım faaliyetlerini aksatmaya çalışmak, bu sayede afetten doğrudan ve dolaylı şekilde etkilenen bireyleri yanlış yönlendirmek, kaos ve endişe imal ederek toplumsal dayanıklılık ve direnci zayıflatmak, bireylerin, doğru bilgiye erişmesini engellemek, karar alma süreçlerine darbe vurmak. Hamdolsun, depremlerin ardından devlet ve millet olarak gösterdiğimiz gayretlerle biz büyük ölçüde bu tür kirli hedeflerin amacına ulaşmasını engelledik.
Fakat bu demek değildir ki bu tür saldırıların arkası kesilecek. Biliyoruz ki bu tip kötücül denemeler muhtemel kriz ve afet durumlarında mutlak surette kendisini gösterecektir. Bu nedenle biz afet iletişimi bağlamında dezenformasyonla mücadele konusunu en öncelikli meselemiz olarak kayıtlamak durumundayız." ifadelerini kullandı.
AFAD BAŞKANI OKAY MEMİŞ'TEN AÇIKLAMALAR
Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Okay Memiş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından başkanlık konferans salonunda düzenlenen “Asrın Afetinin 1. Yılında Afet İletişimi Sempozyumu”nun açılış konuşmasında söz aldı.
"HİROŞİMAYA ATILAN BOMBADAN 2 BİN KAT DAHA YIKICI ETKİ YARATTI"
Memiş, Sadece ilk deprem, Hiroşima’ya atılan atom bombasından yaklaşık 2 bin kat daha yıkıcı enerji açığa çıkardığını söyledi. 300 kilometreden fazla kırılan fay hatları, 400 kilometre uzaktaki binaları yerle bir ettiğini hatırlattı.
Depremin yok edici etkisine dikkat çeken Memiş, 11 il, 124 ilçe ve 6 bin 929 köy ve mahalleye verdiği hasarla 14 milyon kişiyi etkilediğini rakamsal olarakta belirtti. Bölgedeki hava koşulları ile dondurucu soğukla birlikte asrın felaketi yaşandığını dile getiren Memiş, 53 bin 537 vatandaşın hayatını kaybettiğini ve 107 binden fazla vatandaşında yaralandığını hatırlattı.
"GECİKME OLMADI YETİŞEMEDİK"
Devletin, uluslararası kaynaklarla beraber toplam 35 bin arama-kurtarma ekibini ilk saatlerden itibaren deprem bölgesine yönlendirdiğini söyleyen Memiş, gecikme olmadığını ama yetişemediklerini söyledi. Memiş, “Yetişmedi, sayı yetişmedi. Yıkım çok fazlaydı” diye konuştu.
EN ÖNEMLİSİ RİSK AZALTMAK
Bu durumdan çıkarılan dersleri de sıralayan Başkan Memiş, afetle mücadelede en önemli şeyin risk azaltmak olduğunu vurguladı. Ve sözlerine müdahaleyi de göz ardı etmeden Arama-Kurtarmada 100 Bin Projesini başlattıklarını duyurdu. Memiş konuya ilişkin şunları kaydetti:
“Bu proje kapsamında öncelikli olarak kamu kurumlarındaki arkadaşlarımızı, jandarmamızı, polisimizi, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki askerlerimize arama-kurtarma eğitimi vererek, dinamik bir arama-kurtarma ekibi oluşturarak en az 100 bin kişiyi bir yıl içerisinde eğitmiş olacağız. Böylelikle nüfusa orantılandığında dünyadaki en fazla arama-kurtarma sayısına ulaşacağız. Bu eğitimleri her yıl devam ettireceğiz.”
Memiş, devletin üç ay içerisinde hem kendi üretimi hem de dünyadan topladıklarıyla bölgeye 1 milyon çadır sevk ettiğini anlattı. Yaklaşık 2,5 milyon insanın ilk etapta çadırlarda misafir edildiğini söyleyen Memiş, ilk haftalarda çadır ihtiyacının had safhada olduğunu hatırlattı. Ve ardından bu ihtiyacın tamamın karşılandığını da dile getirdi.
