Öğretmenlik mesleğini bırakarak el emeği halıların tanınması için çalışmalarda bulunan Sanatçı Fahrettin Şahan, “Öğretmen olduk ama bu halıların tanıtılması, satılması, uluslararası mecralarda gösterilmesi ve değerine kavuşması için tekrar köye geri döndüm” dedi.
Orta Asya'dan göç eden Yaycı Yörükleri tarafından dokunmaya başlanan ve tarihi 3 bin yıl öncesine dayanan Yağcıbedir halıları Ankara’da bir alışveriş merkezinde vatandaşların beğenisine sunuluyor. Boyası, ağaç ve bitki köklerinden elde edilen ve yüzde 100 koyun yününden yapılan el emeği halıların üzerinde yer alan motifler ise Ankaralılardan tam not aldı. Türk kültüründe yer alan sembolleri üzerinde taşıyan halılar, dünyada ‘Türk düğümü’ olarak bilinen Gördes tekniği ile ilmeklenerek ömrünü 200 yıla kadar koruyabiliyor.

Ankara’da şiddetli yağışın etkileri: İki ev kullanılamaz durumda Ankara’da şiddetli yağışın etkileri: İki ev kullanılamaz durumda

Halı Yününden Kurtulmak Için Öğretmen Oldu, Halıları Dünyaya Tanıtmak Için Öğretmenliği Bıraktı (1)

ŞAHAN HALILARDAN SADECE 7 SENE UZAK KALABİLDİ
Dokuma sanatçısı Fahrettin Şahan halıların kadınlar tarafından yaklaşık 2 ay süren emekler sonucunda hayat bulduğunu ve evlenecek olan genç kızların kendi elleriyle dokuduğu halıların en değerli çeyizleri olduğunu söyledi. Balıkesir’in Yağcıbedir ilçesinde gençliğinin halıyla geçtiğini dile getiren Şahan, annesine “halıdan nasıl kurtulurum, yediğim yemekte bile halı yünü çıkıyor?” sorusu üzerine “ancak okursan halıdan kurtulursun” yanıtını aldı. Bunun üzerine üniversite okuduktan sonra öğretmen olan Şahan halılardan sadece 7 sene uzak kalabildi.

Halı Yününden Kurtulmak Için Öğretmen Oldu, Halıları Dünyaya Tanıtmak Için Öğretmenliği Bıraktı (3)

“KENDİ HALIMIZA SAHİP ÇIKARSAK HALILARIMIZ DAHA DA DEĞERLENECEK”
Öğretmenlik yaptığı yıllarda kültüründen kopamayan Şahan, halıların tanıtılması, satılması ve uluslararası mecralarda yer edinmesi için çalışmalar yaptı. Yağcıbedir halılarının hikayesini insanlara aktarmak için öğretmenliği bırakıp köyüne geri dönüğünü dile getiren Şahan, “Öğretmen olduk ama tekrar öğretmenlikle beraber bu halıların tanıtılması, satılması, uluslararası mecralarda gösterilmesi ve değerine kavuşması için tekrar köye geri döndüm. Dedim ki ‘bu halıların tanıtımını yapacağım insanlara ulaştıracağım. Tüm uluslararası alanda da Yağcıbedir halılarını insanlarımız tanısınlar, görsünler ve ne kadar kıymetli olduklarını bilsinler’ diyerek tekrar halı tüyüne geri döndük. Yani hala halılarla beraber yaşamaktayız. Onların dokunmasını yıkaması yapıp tüm İstanbul, Ankara ve yurtdışındaki ülkelerde tanıtımını gerçekleştirmekteyiz. Biz diyoruz ki halılarımız çok kıymetli, dünya bazında da çok değeri var. Biz halılarımızı daha da değerlensin, insanlarımız el dokuma halılarını alsınlar, daha sağlıklı evinizde size hem enerjinizi alır hem huzur verir. Kimyasal halılardan kaçınarak kendi halımıza sahip çıkarsak daha da halılarımızı değerlenecek” ifadelerini kullandı.
Halı Yününden Kurtulmak Için Öğretmen Oldu, Halıları Dünyaya Tanıtmak Için Öğretmenliği Bıraktı (4)
“HALIYI BİR MEKTUP GÖRMEMİZ GEREKİYOR”
Yağcıbedir halılarının 3 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunun altını çizen Şahan, Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Yörüklerin dokumuş olduğu bir halı olduğunu söyledi. Yüzyıllar geçmesine rağmen deseninde ve motifinde bozulma olmadığını savunan Şahan, “Yörükler halılarda 4 ana renk kullanmıştır. Bunlar; lacivert, kırmızı, kahverengi ve beyaz. Tamamen yaşadıklarını ve inandıklarını halıların üzerinde sembolize etmişlerdir. Lacivert, gökyüzünün güzelliğini. Kırmızı, kanımızın rengini ve bayrağımızın rengini. Hahverengi topraktan geldik, toprağa gideceğiz. Beyazsa Türklerde saflığı, duruluğu ve temizliği temsil etmektedir. İçinde terazi dediğimiz bir sembol vardır, adaleti simgeler. Kocabaş dediğimiz bir motif vardır, o da Türklerde gücü simgeler. Mihrapsız bir Yağcıbedir halısı yoktur. O da bizim inancımızı sembolize eder. Hep yaşadıkları inandıkları geçmişte gördükleri tüm yaşamlarını halıya yansıtmışlardır. Yani halıyı bir mektup görmemiz gerekiyor. Genç kızların duygularını, sevdalarını, aşklarını, hüzünlerini, acılarını her şey içinde barındırmıştır. Yani bir kızın günlerce konuştuğu halıdır. Halının dilini konuşur. Yani baktığınızda çok çeşitli motifler görürsünüz. Hayat ağacı, uzun bir ömürü, gökyüzüne uzanmayı sembolize eden desenler vardır. Buradaki halıya baktığınızda bir teknik olarak içini incelediğinizde çok değerler göreceksiniz. Türklerin var olduğunu, Türklerin güçlü olduğunu, inancının sağlam olduğunu yenilmez olduğunu, bunların hepsini hallarına işlemişler” diye konuştu.

“TEKNİK OLARAK İRAN HALILARININ ÖZELLİKLERİNDEN DAHA YÜKSEK DERECEYE SAHİPTİR”
Türk halılarının yurtdışında da değer gördüğünü dile getiren Şahan, bunun sebebinin halılarda kullanılan teknik olduğunu söyleyerek, “Türk halılarının dünyada tutulmasının sebebi çift düğüm tekniğinin kullanılması ve tamamen malzemesinin yün olmasıdır. İçinde en ufak naylon karışımının bulunmamasıdır. Ayrıca halı yün olduğu için boyayı da derecede içinde tutar ve kullandıkça parlama özelliğine sahiptir. Yani teknik olarak İran halılarının özelliklerinden daha yüksek dereceye sahiptir. Tamamen koyunun inceltilerek kirmanla eğrilerek elde edilen bir halıdır. Halının ömrü ortalama 200 - 250 yıl sürmektedir. Metre karesinde 300 - 350 bin düğüm vardır. Yani bu da halının sıklığını, inceliğini ve dayanıklılığını gösteriyor” dedi.

İHA