Hazırlıkları süren dev proje için Türkiye ve İsrail karşı karşıya geldi. İhaleye kalan dört ülke arasındaki rekabet, teknolojik yeterlilikten çok daha fazlasını içeriyor.

Özellikle İsrail ve Türkiye’nin bu yarışta öne çıkması dikkat çekiyor. İsrail Havacılık ve Uzay Sanayii (IAI), geçtiğimiz günlerde Cape Canaveral’dan fırlatılan “Dror 1” uydusuyla iddiasını ortaya koyarken,

Türkiye'nin adayı olan TUSAŞ, son yıllarda gösterdiği hızlı yükselişle dikkat çekiyor.

İsrail, 1988’de fırlattığı “Ofek 1” uydusundan bu yana sektörde derin bir tecrübeye sahip. Bugün ondan fazla aktif uydu projesi bulunan IAI, teknik kapasitesiyle öne çıkıyor. Türkiye ise özellikle son 5 yılda savunma ve uzay sanayisinde gösterdiği büyük gelişmeyle dikkat çekiyor. SIPRI verilerine göre Türkiye’nin dünya silah ihracatındaki payı 2020-2024 arasında yüzde 1,7’ye yükselerek 11. sıraya yerleşti.

İhaledeki bir diğer oyuncu olan Fransız Thales, teknik olarak yeterli olsa da, Fransa’nın Ermenistan ile yakın ilişkileri nedeniyle Azerbaycan kamuoyunda soru işaretleri oluşturuyor. Bu nedenle Fransızlar, İtalya’nın olumlu imajından faydalanmak üzere Thales Alenia Space ortaklığıyla yarışta kalmaya çalışıyor.

Yatırımın teknik boyutu kadar siyasi boyutu da büyük önem taşıyor. Azerbaycan, İsrail ile güçlü savunma ilişkilerine sahip olsa da, Türkiye ile kardeşlik düzeyinde bir yakınlık sürdürüyor. Bu nedenle ihaledeki tercih, sadece hangi uydunun daha güçlü olduğu değil, aynı zamanda hangi ülkenin stratejik olarak Azerbaycan’a daha yakın olduğuyla da ilgili olacak.