Akademik Diyetisyenler Derneği, diyetisyenlerin mesleki haklarını korumak ve karşılaştıkları sorunlara dikkat çekmek amacıyla bir araya gelerek önemli açıklamalarda bulundu. Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Diyetisyen Füsun Bilgin Çakmak, yaptığı açıklamada hem Sağlık Bakanlığı’nın denetim yetkisini almasının olumlu yönlerine hem de mevcut düzenlemelerin doğurduğu mağduriyetlere dikkat çekildi. Çakmak, Sağlık Bakanlığı’nın sağlık meslek mensupları için standart geliştirmesini ve denetim yetkisini eline almasını memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti. "Bu adım, serbest çalışan tüm sağlık lisansiyerleri için büyük bir kazanımdır" diyen Çakmak, ancak uygulamadaki bazı detayların sahada sorunlar yarattığını vurguladı.
"HER YIL 4 BİN 500 DİYETİSYEN AÇIKTA KALIYOR"
Çakmak, her yıl üniversitelerden yaklaşık 5 bin diyetisyenin mezun olduğunu, ancak yalnızca 250-300’ünün kamuya atanabildiğini hatırlattı. Bu durumun, binlerce diyetisyeni serbest çalışmaya mecbur bıraktığını söyledi. Ancak 29 Mart 2025 tarihinde yürürlüğe giren yeni yönetmeliğin, serbest çalışan diyetisyenleri zor duruma soktuğunu vurgulayan Çakmak, "Önceden belediye ruhsatıyla çalışan diyetisyenler, şimdi Sağlık Bakanlığı’na bağlanmak için hem tanındıkları lokasyondan uzaklaşıyor hem de ekonomik açıdan büyük yük altına giriyor" dedi. Diyetisyenlerin iş yerlerinde meslektaşlarını çalıştıramamasına da tepki gösteren Çakmak, bu durumun istihdamı doğrudan etkilediğini belirtti. "Farklı sağlık meslek gruplarının bir arada çalışması hem ekonomik hem de sağlık açısından toplum yararınadır. Multi-disipliner yaklaşımları yavaşlatmak, halkın sağlık hizmetlerine doğrudan erişimini engeller" ifadelerini kullandı.
DEPREM RAPORU SORUMLULUĞU İŞLETMELERİ ZORLUYOR
Diyetisyenler Derneği Başkanı, yönetmelikteki bir diğer sorunun da işletmelere yüklenen "deprem dayanıklılık raporu" zorunluluğu olduğunu söyledi. Bu raporun, binlerce dairelik apartmanlarda sadece bir işyeri için alınmasının mümkün olmadığını belirten Çakmak, "Deprem dayanıklılık raporunu bir işletmenin, bulunduğu yer için alması imkansızdır. Uygun işyeri bulmak ise imkansıza yakındır. Devletimiz, tüm mülk sahiplerine deprem dayanıklılık raporunu zorunlu tutarak, hepimizin güvende olmasını sağlayabilir. Yüzlerce daireden oluşan yüksek katlı yapıların, 1 dairesinde iş yapan işletmelerden istenilen bu rapor için maddi olarak da mülk sahiplerini ikna etmek mümkün olmamaktadır" açıklamasında bulundu.
SOSYAL MEDYADA SAHTE DİYETİSYENLERİN YAYGINLAŞMASINA DİKKAT ÇEKİLDİ
Sosyal medyada yaygınlaşan sahte diyetisyenlere karşı da çağrıda bulunan Çakmak, "Halkımız, kim diyetisyen kim değil ayırt edemiyor. Özellikle sosyal medya aracılığı ile herkes beslenme önerisi vermeye, zayıflama ve sağlık ürünlerini pazarlamaya başlamıştır. Düzenli olarak gördüğümüz organ yetmezliği haberleri, durumun vahametini anlamamız açısından yeterlidir. Sağlık Bakanlığımız öncülüğünde sahte diyetisyenlerle mücadele etmek için geç kalmadan, hızlıca aksiyon alınmalıdır. Bu kişiler, yetkisiz sağlık hizmeti sunumu kapsamında değerlendirilmeli ve örnek olacak cezalar ile önleri kesilmelidir" ifadelerini kullandı.
"DİYETİSYENLER İÇİN MESLEK YASASI ŞART"
Açıklamasının sonunda meslek yasası talebini yineleyen Çakmak, "Anne karnından itibaren hayatın her alanında halk sağlığını korumakla yükümlü bir meslek grubuyuz. Biz diyetisyenler için bir meslek yasası çıkarılmalı. Hem bizim haklarımız korunmalı hem de halkın sağlığı güvence altına alınmalı" dedi.
