Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi’ne katıldı. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi doğalgaz ve petrol arama alanında küresel bir noktaya getireceklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Türkiye hem doğal kaynakları hem coğrafi konumu hem de hidrokarbon rezervlerine yakınlığı itibariyle küresel enerji denkleminde stratejik bir yere sahiptir. Ana geçiş güzergahı ile arz ve tedarik güvenliğine önemli katkılar yapan bir ülkeyiz. Türkiye’nin enerji güvenlik doğrudan veya dolaylı tüm dünyayı yakından ilgilendiren bir meseledir. Enerji politikalarımızı hem gerçeğin ışığında geliştirdik meseleye hep bu açıdan baktık. Türkiye’yi küresel enerjinin güvenli limanı, emniyetli merkezi haline getirmek için son dönemde çok önemli hamleler yaptık. Milli enerji ve maden politikalarımızın hedefi bellidir. Kaynaklarımızı milletimizin hizmetine sunmak, enerji ve madencilikte dışa bağımlılığı azaltmak Karadeniz ve Gabar’daki doğalgaz ve petrol keşifleriyle bu alanda tabiri caizse şeytanın bacağını kırdık. Şimdi bu başarıları yeni bir aşamaya taşıyoruz. Türkiye’yi doğal gaz ve petrol arama alanında küresel bir aktör haline getireceğiz. Bu yeni dönemde ülkemiz enerji ve madencilik sektöründe dünyanın dört bir yanında yepyeni bir işbirliklerine imza atacak küresel enerji güvenliğine eşsiz katkılar sağlayacaktır" dedi.
"GABAR’DA GÜNLÜK ÜRETİMİMİZ 81 BİN VARİLİ GEÇTİ"
Konuşmasına Gabar’daki üretimle ilgili bilgiler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlk açıkladığımızda muhalefet partilerin her seçim öncesi ’petrol buluyorlar’ diyerek alay ettiği Gabar’da günlük üretimimiz 81 bin varili geçti. Bugüne kadar Gabar’da toplam değeri 2 milyar dolara yaklaşan 26 milyon varilin üzerinde üretim gerçekleşti. Arama ve üretim faaliyetleri için 540 kilometre uzunluğunda yeni yollar inşa edildi. Mevcut keşif alanlardaki saha geliştirme faaliyetlerini 3 binden fazla personelle devam ettiriyoruz. Nihai hedefimiz olan günlük 100 bin varil petrol üretimine çok kısa bir süre içinde ulaşacağız. Gabar’daki çalışmalarla birlikte Türkiye geneli günlük petrol üretimimiz 2025 Mart sonu itibarıyla 135 bin varili aşarak, yeni bir rekor kırdı. Cumhur İttifakı olarak hassasiyetle yürüttüğümüz Terörsüz Türkiye çalışmalarımızda arzu edilen neticeyi aldığımızda bambaşka bir hikaye yazacağız. Terör gölgesinin bölgemizin üzerinden kalkmasından sonra ekonominin her alanında olduğu gibi enerjide de hedeflere koşarak ilerleyeceğiz. Yurt dışındaki petrol sahalarımızda da yaklaşık 40 bin varillik üretimimizi sürdürüyoruz. Öte taraftan Sakarya Gaz Sahasında 1. fazı başarıyla tamamladık. Mevcut durumda 12 kuyudan günlük bazda 9.5 milyon metreküp gaz üretiyoruz. Ülkemizdeki 4 milyonu aşkın hanenin doğal gaz ihtiyacı buradan karşılanıyor. Geçtiğimiz yıl Sakarya Gaz Sahası’nda kümülatif olarak yaklaşık 1,8 milyar metreküp üretim gerçekleştirdi. Çanakkale’de yüzer üretim platformumuz önümüzdeki yıl Sakarya sahasında göreve başlayacak. Böylece günlük 10 milyon metreküp ilave üretim yapacağız. 2026 yılı içerisinde Faz-1 ve Faz-2 toplamında yaklaşık 20 milyon metreküp günlük üretim hedefliyoruz. 2028’de Sakarya Gaz Sahası’nda günlük üretimi 40 milyon metreküpe yükseltmeyi amaçlıyoruz. Bu hedefe ulaştığımızda konutlarımızdaki doğal gaz ihtiyacının tamamını kendi kaynaklarımızdan karşılıyor olacağız" dedi.
"SOMALİ’DE BİR SONRAKİ AŞAMAYA SONDAJ ÇALIŞMALARINA GEÇECEĞİZ"
Konuşmasına Somali’deki maden arama çalışmalarına da yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali denizlerinde her biri 5 bin kilometre kare alanı kapsayan 3 ayrı lokasyonda 3 boyutlu sismik arama faaliyetlerini sürdürüyor. Şu ana kadar 4 bin 111 kilometrekarelik proje alanının 3 bin 700 kilometrekaresi yani yüzde 90’nı taranmış durumda. Oruç Reis çalışmalarını bu ay içinde tamamlayacak. Bu çalışmalar olumlu neticelenirse çalışmalar bir sonraki aşamaya yani sondaj çalışmalarına geçeceğiz. Somali ile imzaladığımız üretim paylaşım anlaşmaları bu kapsamda bu ülkede 16 bin kilometrekarelik 3 ayrı kara alanında çalışma yapacak. Sismik veri faaliyetlerinin ardından sondaj aşamalarına geçilecek. Bu çalışmalar keşifle sonuçlanırsa iki ülke arasındaki stratejik işbirliği farklı bir boyut kazanacaktır. Yeni hidrokarbon keşifleriyle birlikte enerji tedarik güvenliğimiz artacak, dışa bağımlılığımız azalacak, yeni iş imkanları ortaya çıkacaktır. Somalili kardeşlerimiz de bu süreçten çok ciddi faydalar elde edecektir. Bu süreç Somali’nin ekonomik kalkınmasını hızlandıracaktır. Biz binlerce yıllık tarihinde sömürgecilik ayıbı olmayan bir milletiz. Kimsenin toprağında, egemenliğinde, yer altı ve yer üstü kaynaklarında hiç bir zaman gözümüz olmadı. Ne yaptıysak hakka ve adalete uygun bir şekilde yaptık. Nerede bayrağımız dalgalanıyorsa orada sadece dostluk için kardeşlik için beraber kalkınmak beraber kazanmak için varız" diye konuştu.
"ENERJİ GÜVENLİĞİNE KATKI YAPMAK İÇİN PEK ÇOK GİRİŞİMDE BULUNDUK"
Türkiye’nin Pakistan, Endonezya ve Malezya’yla olan güçlü ilişkileri enerjide de tahkim ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milli petrol şirketimizin Endonezya’nın en büyük enerji firmalarından biri olan Pertamina ile 12 Şubat’ta imzaladığı mutabakat zaptı sektördeki ortak faaliyetlerimizi çok daha ileri seviyelere ulaştıracak. Malezya’nın milli petrol ve gaz şirketi Petronas ile 4 farklı alanı kapsayan anlaşmanın imzalanması için çalışmalar devam ediyor. Tüm bu adımlar, Asya’daki yeni enerji kaynaklarına erişim sağlama ve enerji güvenliğimizi artırma noktasında büyük önem arz ediyor. Macaristan’ın Nov şirketi ile geçtiğimiz yıl bu ülkedeki 3 farklı saha için ortak teklif verme anlaşması imzalamıştık. Yapılan ihalelerle birlikte 2 blok bu konsorsiyum tarafından kazanıldı ve 2 gün önce de imtiyaz anlaşmaları imzalandı. İngiltere ve Fransa merkezli 2 büyük petrol şirketi ile 2027’den itibaren sıvılaştırılmış doğalgaz tedarikine yönelik anlaşmaları tamamladık. Bulgaristan, Romanya ve Macaristan ile yine doğalgaz tedarikine yönelik önemli anlaşmalarımız oldu. Avrupa ülkelerinin yaşadığı enerji krizini hafifletmek adına bölgedeki enerji güvenliğine katkı yapmak için pek çok girişimde bulunduk. Türkmenistan doğalgazında ilk akışı İran üzerinden 1 Mart itibariyle süreci başlattık. Şu ana kadar bu hattan 250 milyon metreküpün üzerinde gaz temin edildi. Yıl sonuna kadar toplam 1,3 milyar metreküp doğalgazın akışını inşallah sağlamış olacağız. Bu noktada ilk planımız anlaşmayı 5 yıl daha uzatmak, nihai hedefimiz ise, Türkmen gazını Hazar geçişli boru hattıyla ülkemize getirmektir. Eğer bunu gerçekleştirebilirsek hem ülkemiz hem de Avrupa için çok daha yüksek miktarda gaz akışı sağlama imkanına kavuşmuş olacağız" dedi.
"BU YIL SONUNDA AKKUYU’DAN İLK ELEKTRİĞİ VERECEĞİZ"
Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki çalışmalarına son sürat devam ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Halihazırda rüzgar ve güneşte kurulu gücümüz 25 bin megavatı aştı. Tüm konutların elektrik ihtiyacını sadece rüzgar ve güneşten karşılayabilecek seviyeye geldik. 2035’e kadar maliyeti yaklaşık 80 milyar dolar olan ilave santral yatırımlarıyla bu gücümüzü 120 bin megavata çıkarmayı hedefliyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklı yatırımlarda izin ve onay süreçlerini daha da kısaltacağız. Rüzgar ve güneş kurulu gücünün üretim ve dağıtım sistemine sorunsuz şekilde entegre edilebilmesi için Yeşil İletim Altyapısını oluşturacağız. Cumhuriyet tarihimizin en büyük enerji projesi olan Akkuyu Nükleer Enerji Güç Santrali’nin ilk reaktörünün inşası yakın zamanda tamamlanıyor. İlk reaktörün tribün montajını bitirdik. Tribün şaftını da başarıyla döndürerek önemli bir aşamayı geride bıraktık. Bu yıl sonunda deneme üretimine başlayıp Akkuyu’dan ilk elektriği vereceğiz. Diğer reaktörlerin de tamamlanması ile birlikte 2028’de Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin tam kapasite çalışmasını öngörüyoruz. Akkuyu Santrali tüm bileşenleri ile devreye girdiğinde doğalgaz ithalatımız yıllık 7 milyar metreküp azalacak. Bu da 2,5 milyar dolarlık bir tasarruf anlamına geliyor. Şimdiden bir kez daha hayırlı ve uğurlu olsun diyorum. Burada şunu açık ve net ifade etmek isterim; Avrupa’nın yaşadığı enerji krizlerinde Türkiye’nin güvenli bir liman olarak öne çıkması asla tesadüf değildir. Biz 2002’den bu yana hazırlığımızı yaptık, altyapımızı kurduk, irademizi ortaya koyduk. Enerji alanında Türkiye’yi çok farklı bir lige yükselttik. Şimdi zirveye çıkmak istiyoruz. Adımızı en iyiler arasına yazdırmak istiyoruz. Bunda kararlıyız, sabırlıyız. Başardıklarımızın özellikle satır başları olarak azimle geleceğine yürüyoruz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum" dedi.